صَدِّقْ أَوْ لَا تُصَدِّقْ !
|
Saddik ev lâ tusaddik !
|
İster inan ister inanma
|
Tasdik etti, onayladı
|
Saddaka
|
صَدَّقَ
|
Tasdik et, onayla !
|
Saddik
|
صَدِّقْ
|
Veya, veyahut
|
Ev
|
أَوْ
|
Tasdik etme, onaylama !
|
Lâ tusaddik
|
لَا تُصَدِّقْ
|
إِذا شَعَرْتَ بِحِكَّةٍ فِي حَنْجَرَتِكَ
قُمْ بِفَرْكِ أُذنِكَ
فَذلِكَ سَيُزِيلُ الْحِكَّةَ !
|
İzâ şa’arte bi hikketin fî hanceratike
Kum bi ferki uzunike
Fe zâlike seyuzîlu’l-hikkete !
|
Boğazında bir gıcık (kaşıntı) hissettiğin zaman
Kulağını ovala
O, gıcığı giderecektir.
|