Mev’izeler (Öğütler) Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Tirmizi İbni Mace
Başlık: MEV’İZELER (ÖĞÜTLER) BÖLÜMÜ
Konu: Mev’izeler (Öğütler) Hakkında
Ravi: Ebu Kebşe el-Enmari
Hadisin Arapçası:
وزاد في رواية: ]وَمَا تَوَاضَعَ عَبْدٌ للّهِ إَّ رَفَعَهُ اللّهُ، وَأُحَدِّثُكُمْ حَدِيثاً فَاحْفَظُوهُ؛ إنَّمَا الدُّنْيَا ‘رْبَعَةِ نَفَرٍ: عَبْد رَزَقَهُ اللّهُ مَاً وَعِلْماً فَهُوَ يَتَّقِي في مَالِهِ رَبِّهِ، وَيَصِلُ بِهِ رَحِمَهُ، وَيَعْلَمُ أنَّ للّهِ فيهِ حَقّاً، فهذَا بأفْضَل الْمَنَازِلِ؛ وَعَبْدٍ رَزَقَهُ اللّهُ عِلْماً وَلَمْ يَرْزُقْهُ مَاً فَهُوَ صَادِقُ النِّيَّةِ، يَقُولُ لَوْ أنَّ لِى مَاً لَعَمِلْتُ عَمَلَ فَُنٍ، فَهُوَ بِنِيَّتِهِ، فأجْرُهُمَا سَوَاءٌ، وَعَبْدٍ رَزَقَهُ اللّهُ مَاً وَلَمْ يَرْزُقُهُ عِلْماً فَهُوَ يَخْبِطُ في مَالِهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ، َ يَتَّقِي فيهِ رَبَّهُ، وََ يَصِلُ فيهِ رَحِمَهُ، وََ يَعْلَمْ للّهِ فيهِ حَقّاً فهذاَ بِأخْبَثِ الْمَنَازِلِ، وَعَبْدٍ لَمْ يَرْزُقْهُ اللّهُ مَاً وََ عِلْماً؛ فَهُوَ يَقُولُ: لَوْ أنّ لِى مَاً لَعَمِلْتُ فيهِ بِعَمَلِ فَُنٍ فَهُوَ بِنِيَّتِهِ وَوِزْرُهُمَا سَوَاءٌ[.»الخَبطُ« فعل الشئ على غير نظام وكذلك في القول .
Hadisin Anlamı:
Bir rivayette şu ziyade mevcuttur: “Bir kul, Allah rızası için mütevazi olur, alçalırsa Allah onu mutlaka yüceltir. Size bir hadis söyleyeceğim, onu iyi belleyin: “Dünya dört kişi içindir: Bir kul vardır, Allah kendisine mal ve ilim vermiştir de kul, malı hususunda Allah’tan korkmakta, (mal ve ilmi kullanarak) sıla-ı rahm yapmakta, (mal ve ilimde) Allah’ın hakkı olduğunu bilmektedir, işte bu kimse en faziletli bir makamdadır. Bir kul vardır. Allah ona ilim vermiştir, mal vermemiştir, ama iyi niyetlidir ve “Malım olsaydı onu falan kişi gibi (hayırda) harcardım” der. İşte bu kimse niyetindekini yapmış gibi sevaba nail olur, ikisi de eşit şekilde ücrete konar. Bir kul vardır Allah ona mal vermiştir, fakat ilim vermemiştir. Malını cahilane harcar. Malı hususunda Rabbinden korkmaz. (Cimriliği, cahilliği sebebiyle) malıyla sıla-ı rahim yapmaz, malında Allah’ın da hakkı olduğunu hiç düşünmez, işte bu kimse, mertebelerin en düşüğündedir. Bir kul vardır, Allah ona ne ilim ne de mal vermiştir ama: “Eğer malım olsaydı, onunla filan kimsenin yaptıklarını ben de yapardım der. Bu da niyetiyle muamele görür. Niyet ettiği kimsenin vebalini aynen elde eder.”
Kaynak: Tirmizi, Zühd 17, (2326), İbnu Mace, Zühd 21, (4228)