Hadis Arapça TürkçeSahihi Müslim Hadisleri

Kıyamet Ahvali – Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Müslim

Başlık: KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ

Konu: Kıyamet Ahvali – Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi
Ravi: Ebu Hüreyre
Hadisin Arapçası:

وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قَال: ]قَالُوا: يَا رَسُولَ اللّهِ! هَلْ نَرَى رَبّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ؟ فَقَالَ: هَلْ تُضارُّونَ في رُؤْيَةِ الشّمْسِ في الظَّهِيرَةِ لَيْسَتْ في سَحَابَةٍ؟ قَالُوا: َ قَالَ: هَلْ تُضَارُونَ في رُؤْيَةِ الْقَمَرِ لَيْسَ في سَحَابَةٍ؟ قَالُوا: َ. قَالَ: وَالّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ َ تُضَارُّونَ في رُؤْيَةِ رَبِّكُمْ إَّ كَمَا تُضَارُّونَ في رُؤْيَةِ أحَدِهِمَا فَيَلْقَى الْعَبْدُ رَبَّهُ. فَيَقُولُ: أيْ قُلُ ألَمْ أُكْرِمُكَ وَأُسَوِّدْكَ وَأُزَوِّجْكَ وَأُسَخِّرْ لَكَ الْخَيْلَ وَاِبلَ وَأتْرُكُكَ تَرْأسُ وَتَرْبُعُ فَيَقُولُ: بَلى يَا رَبِّ فَيَقُولُ: أظَنَنْتَ اَنَّكَ مَُقِيَّ؟ فَيَقُولُ: َ. فَيَقُولُ إنّى أنْسَاكَ كَمَا نَسَيْتَنِي. ثُمَّ يَلْقَى الثَّانِي فَيَقُولُ لَهُ مِثْلَ ذلِكَ. ثُمَّ يَقُولُ لِلثَّالِثِ مِثْلَ مَا قَالَ لِ‘وَّلِ. فَيَقُولُ: بَلَى يَا رَبِّ. فَيَقُولُ: أظَنَنْتَ أنَّكَ مَُقِيَّ. فَيَقُولُ: أي رَبِّ آمَنْتُ بِكَ وَبِكِتَابِكَ وَرُسُلِكَ، وَصَلَّيْتُ وَصُمْتُ وَتَصَدَّقْتُ، وَيُثْنِي بِخَيْرِ مَا اسْتَطَاعَ. فَيَقُولُ: أههُنَا مَنْ يَشْهَدُ لَكَ؟ فَيَقُولُ: َ. فَيَقُولُ: اŒنَ يُبْعَثُ عَلَيْكَ شَاهِدٌ فَيَتَفَكَّرُ في نَفْسِهِ مَنْ ذَا الّذِى يََشْهَدُ عَليّ؟ فَيُخْتَمُ عَلى فيهِ. فَيُقَالُ لِفَخِذِهِ انْطِقي، فَتَنْطَقُ فَخِذُهُ وَلَحْمُهُ وِعِظَامُهُ بِعَمَلِهِ، وَذلِكَ لِيُعْذَرَ مِنْ نَفْسِهِ، وذلِكَ الْمُنَافِقُ الّذِي سَخِطَ اللّهُ تَعالى عَلَيهِ[. أخرجه مسلم.»الظّهيرةُ« شدة الحر وقت الظهر.وقوله » تضَارّونَ« بتخفيف الراء مع ضم أوله من الضير، وبتشديدها مع الفتح من المضارة، ومعناهما سواء: أي يضايق بعضكم بعضاً في رؤيته و ينازعه و يخالفه بل تكونون متفقين في رؤيته.»فُلُ« ترخيم فن.و»سَوّدتُ« الرجل: إذا جعلته سيداً في قومه .

Hadisin Anlamı:

(Ashab, Resulullah’a): “Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?” diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: “Bulutsuz bir günde, öğle vaktinde güneşi görme hususunda bir itişip kakışmanız olur mu?” diye sordu. Ashab: “Hayır!” deyince: “Bulutsuz (dolunaylı) gecede ayı görmekte itişip kakışmanız olur mu?” diye tekrar sordu. Ashab yine: “Hayır!” deyince: “Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, Rabbinizi görme hususunda da hiçbir itişip kakışmanız olmayacak. Tıpkı güneş ve ayı görmede itişip kakışmanız olmadığı gibi. Böylece kul, Rabbiyle karşı karşıya gelecek. Rabb Teala: “Ey filan! Ben sana ikram etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana zevce vermedim mi? Atı, deveyi sana musahhar (hizmetçi) kılmadım mı? Reislik yapmana, ganimet malından dörtte bir almana müsaade etmedim mi ?” diye soracak. Kul: “Evet ey Rabbim!” diyecek. Rab Teala: “Benimle karşılaşacağını hiç düşünmedin mi?” diyecek. Kul bu soruya: “Hayır!” karşılığını verecek. Rab Teala da: “Öyleyse şimdi de ben seni unutuyorum. Tıpkı (dünyada) sen beni unuttuğun gibi!” diyecek. Sonra ikinci kul Allah’ın karşısına çıkar. Rab Teala ona da aynı şeyleri söyler. Sonra üçüncüye de birinciye söylediklerinin aynısını söyler. Kul: “Evet! ey Rabbim!” der. Rab Teala da: “Benimle karşılaşacağını hiç aklından geçirdin mi?” diye sorar. Kul: “Ey Rabbim, sana, kitaplarına ve peygamberlerine inandım. Namaz kıldım, oruç tuttum, sadaka verdim!” der ve elinden geldiğince (Hak Teala hakkında) hayır senada bulunur. Rab Teala: “Bu hususta lehine şehadet edecek biri var mı?” diye soracak. Kul: “Hayır, yok!” diyecek. Rab Teala: “Şimdi senin aleyhine bir şahit gönderilecek!” der. Kul kendi kendine: “Benim aleyhime şahidlik yapacak da kim?” diye içinden düşünür. Kulun ağzı mühürlenir. Uyluğuna: “Haydi konuş!” denir. Uyluğu , eti, kemiği konuşup, onun amelini, haber verirler. Bu, onun kendisi için bir özür aramaması içindir. Bu kimse, Allah’ın gadabına uğrayan münafıktır.”

Kaynak: Müslim, Zühd 16, (2968)

İlgili Makaleler