Fussilet Suresi ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Tirmizi
Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Fussilet Suresi
Ravi: İbnu Mes’ud
Hadisin Arapçası:
عن ابن مسعود رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]اجْتَمََعَ عِنْدَ الْبَيْتِ ثََثَةُ نَفَرٍ ثَقَفِيَّانِ، وَقُرَشِىٌّ أوْ قُرَشِيَّانِ،وَثَقَفِىٌّ، كَثيرٌ شَحْمُ بُطُونِهِمْ، قِليلٌ فِقْهُ قُلُوبِهِمْ. فقَالَ أحدُهُمْ: أتَرَوْنَ أنَّ اللّهَ تعالى يَسْمَعُ مَا نَقُولُ؟ فقَالَ اŒخَرُ: يَسْمَعُ إنْ جَهَرْنَا وََ يَسْمَعُ إنْ أخْفَيْنَا، وقالَ اŒخَرُ: إنْ كَانَ يَسْمَعُ إذَا جَهَرْنَا فإنَّهُ يَسْمَعُ إذَا أخْفَيْنَا. فَأنزلَ اللّهُ تعالى: وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَتِرُونَ أنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وََ أبْصَارُكُمْ اŒية[. أخرجه الشيخان والترمذى .
Hadisin Anlamı:
Kabe’nin yanında ikisi Sakifli, biri de Kureyşli veya ikisi Kureyşli biri Sakifli üç kişi biraraya geldi. Bunlar göbek yağları fazla, anlayışları kıt kimselerdi. Birisi: “Ne konuştuğumuzu Allah işitiyor mudur, ne dersiniz?” diye bir laf attı. Bir diğeri: “Sesli konuşursak işitir, gizli konuşursak işitmez olmalı” dedi. Üçüncü de: “Sesli konuşmamızı işitiyorsa, gizli konuşmamızı da işitiyordur.” dedi. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: “Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize sahicilik eder diye (düşünüp) sakınmadınız. Bilakis Allah yapmakta oduklarınızın birçoğunu bilmez sandınız. Rabbinize karşı beslediğiniz şu zannınız (yok mu?) İşte sizi o helak etti. Bu yüzden hüsrana düşenlerden oldunuz” (Fussilet, 22-23).
Kaynak: Buhari, Ha-mim Secde (Fussilet) 1, 2, Tevhid 41, Müslim, Sıfatu’l-Münafıkun 5, Tirmizi, Tefsir, Ha-mim es-Secde (Fussilet) (3245)