Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Ahzab Suresi
Ravi: Ümmü Hani
Hadisin Arapçası:
وعن أمُّ هانئ رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالتْ: ]خَطَبَنِى رسولُ اللّهِ # فاعْتَذَرْتُ إلَيْهِ فَعَذَرَنِى، ثُمَّ أنْزَلَ اللّهُ تعالى: إنَّا أحْلَلْنَا لَكَ أزْوَاجَكَ الَّتِى آتَيْتَ أجُورَهُنَّ اŒية. قالتْ فَلَمْ أكُنْ أُحلُّ لَهُ ‘نِّى لَمْ أُهَاجِرْ: كُنْتُ مِنَ الطُّلَقَاءِ[. أخرجه الترمذى.»الطّليقُ« ا‘سير إذا خُلَى سبيلُه .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni istemişti. Kendisine özür beyan ettim, özrümü kabul etti. Sonra Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: “Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah’ın sana ganimet (olarak nasib) ettiklerinden sağ elinin malik olduğu kadınları, seninle beraber (Medine’ye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü’min bir kadın kendisini Peygamber’e bağışlayıp da eğer Peygamber de nikahla almak isterse onu (fakat bu sonuncusunu) diğer mü’minlere değil, yalınız sana has olmak üzere senin için helal kıldık.” (Ahzab, 50). Ümmü Hani Radıyallahu Anh devamla der ki: Bu ayet üzerine (kendi kendime): “Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e helal kılınmadım, çünkü hicret etmedim, ben Fetih günü hürriyeti bağışlananlardanım” dedim.”
Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Ahzab (3211)