Kur’an Ve Hadise Uymaya Dair ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Ebu Davud Tirmizi İbni Mace
Başlık: İMAN VE İSLAM HAKKINDA
Konu: Kur’an Ve Hadise Uymaya Dair
Ravi: Mikdam İbnu Ma’dikerib
Hadisin Arapçası:
وَعن المقدام بن معدى كربَ رضِىَ اللّهُ عنهُ قال: قال رسولُ اللّهِ #: ]أَ هلْ عَسَى رجلٌ يَبْلُغُهُ الحديثُ عنِّى وهُوَ متكى على أريكتِهِ فيقُولُ بيننَا وَبَيْنَكُمْ: كِتَابُ اللّهِ تعالى فَمَا وَجَدْنَا فِيهِ حًَ استحْلَلْنَاهُ، وَما وَجَدْنَا فِيهِ حَرَاماً حرَّمْنَاهُ وَإنّ ما حرّمَ رسُولُ اللّهِ # كَمَا حرّمَهُ اللّهُ[. أخرجه أبو داود والترمذى.وزاد أبو داود رحمه اللّه في أوّله ]أَ إنِّى أوتيتُ الكِتَابَ وَمِثْلَهُ معهُ[ وذكر معناه.وزاد أيضاً ]أَ َيَحلُّ لَكُمْ الحِمَارُ ا‘هْلِىُّ، وَ كلُّ ذى نابٍ مِنَ السبَاعِ، وَ لُقطةُ مُعَاهَدٍ إَ أن يستَغْنَى عَنْهَا صَاحِبُهَا، وَمَنْ نَزَلَ بِقَوْمٍ فَعَلَيْهِم أن يُقرُّوهُ، فان لم يقرُوهُ فَلَهُ أن يعقَبَهُمْ بِمثلِ قِراهُ[.»ا‘ريكةُ« السريرُ في الحجلة، وقيل: هوَ كلُّ ما اتُّكئَ عليهِ »والقِرَى« الضيافةُ .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: “Bizimle sizin aranızda Allah’ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz” diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın haram kıldıkları da tıpkı Allah’ın haram ettikleri gibidir.” (Ebu Davud’un rivayetinin baş kısmında şu ziyade vardır: “Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi.” Ebu Davud’un rivayetinin sonunda şu ziyade de mevcuttur: “Haberiniz olsun (Kur’an’da zikri geçmiyen) ehli eşeğin eti de size helal değildir, vahşi hayvanlardan parçalayıcı dişi (köpek dişi) olanlar, keza muahedeli olanların yitikleri de haramdır. Ancak eşya sahibi, ihtiyacı olmadığı için, kasden terketmişse o müstesna. Bir kimse bir kavme uğradığı zaman, ona ikram etmek, o kavme vazife olur. Şayet ikram etmezlerse, o kimse, hakettiği ikramın mislince onları cezalandırır.”)
Kaynak: Ebu Davud, Sünne, 6, (4604), Tirmizi, İlm 60, (2666), İbnu Mace, Mukaddime 2, (12)