Arapça Türkçe Dualar

UYKUDAN ÖNCE YAPILAN DUALAR ARAPÇA TÜRKÇE

UYKUDAN ÖNCE YAPILAN DUALAR ARAPÇA TÜRKÇE

UYKUDAN ÖNCE YAPILAN DUALAR:

99- (13/1) İki avucunu bitiştirir; İhlas, Felak ve Nâs sûrelerini okuyarak üfler:

﴿ بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ١ ﴾

﴿ قُلۡ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ ١ ٱللَّهُ ٱلصَّمَدُ ٢ لَمۡ يَلِدۡ وَلَمۡ يُولَدۡ ٣ وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ كُفُوًا أَحَدُۢ ٤ ﴾ [ سورة الإخلاص ]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir, (her şeyden müstağnidir ve her şey O’na muhtaçtır).O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O’na denk değildir.”[1]

﴿ بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ١ ﴾

﴿ قُلۡ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلۡفَلَقِ ١ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ ٢ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ ٣ وَمِن شَرِّ ٱلنَّفَّٰثَٰتِ فِي ٱلۡعُقَدِ ٤ وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ٥ ﴾ [ سورة الفلق ]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: Yarattıklarının şerrinden,bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.”[2]

﴿ بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ١ ﴾

﴿ قُلۡ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ ١ مَلِكِ ٱلنَّاسِ ٢ إِلَٰهِ ٱلنَّاسِ ٣ مِن شَرِّ ٱلۡوَسۡوَاسِ ٱلۡخَنَّاسِ ٤ ٱلَّذِي يُوَسۡوِسُ فِي صُدُورِ ٱلنَّاسِ ٥ مِنَ ٱلۡجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ ٦ ﴾ [ سورة الناس ]

Bismillahirrahmânirrahîm “De ki: İnsanlar ve cinlerden olup insanların göğüslerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Rabbi, insanların hükümdârı ve insanların ilahı olan Allah’a sığınırım.” [3]

Sonra vücudundan ulaşabildiği yerleri avuçlarıyla, başının üzerinden (başlayarak), yüzünden ve vücudunun ön kısmından [okuma ve meshetme üç kere tekrarlanır.][4]

﴿ ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡحَيُّ ٱلۡقَيُّومُۚ لَا تَأۡخُذُهُۥ سِنَةٞ وَلَا نَوۡمٞۚ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ مَن ذَا ٱلَّذِي يَشۡفَعُ عِندَهُۥٓ إِلَّا بِإِذۡنِهِۦۚ يَعۡلَمُ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيۡءٖ مِّنۡ عِلۡمِهِۦٓ إِلَّا بِمَا شَآءَۚ وَسِعَ كُرۡسِيُّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَۖ وَلَا يَ‍ُٔودُهُۥ حِفۡظُهُمَاۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡعَظِيمُ ٢٥٥ ﴾ [سورة البقرة الآية : 255]

100- (13/2) “Allah, O’ndan başka hak ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarınızı gözetleyendir). Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. O’nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir. O’nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Göklerin ve yerin gözetilmesi O’na ağır gelmez. O Yüce’dir, büyüktür.”[5]

﴿ ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَۚ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيۡنَ أَحَدٖ مِّن رُّسُلِهِۦۚ وَقَالُواْ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَاۖ غُفۡرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيۡكَ ٱلۡمَصِيرُ ٢٨٥ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۚ لَهَا مَا كَسَبَتۡ وَعَلَيۡهَا مَا ٱكۡتَسَبَتۡۗ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذۡنَآ إِن نَّسِينَآ أَوۡ أَخۡطَأۡنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تَحۡمِلۡ عَلَيۡنَآ إِصۡرٗا كَمَا حَمَلۡتَهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلۡنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِۦۖ وَٱعۡفُ عَنَّا وَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَآۚ أَنتَ مَوۡلَىٰنَا فَٱنصُرۡنَا عَلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡكَٰفِرِينَ ٢٨٦ ﴾ [ سورة البقرة :285- 286 ]

101- (13/3) “Elçi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-), Rabbinden kendisine indirilene îmân etti, mü’minler de. Hepsi de Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine îmân ettiler.O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı dileriz. Dönüş yalnızca sanadır,dediler.Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin) kazandığı iyilik lehine,ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutur veya hataya düşersek, bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme.Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği işleri bize yükleme.Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”[6]

(( بِاسْمِكَ رَبَّي وَضَعْتُ جَنْبيِ، وَبِكَ أَرْفَعُهُ، فَإِنْ أَمْسَكْتَ نَفْسِي فَارْحَمْهَا، وَإِنْ أَرْسَلْتَهَا فَاحْفَظْهَا بِمَا تَحْفَظُ بِهِ عِبَادَكَ الصَّالِحِينَ.))

102- (13/4) “Senin isminle[7] Rabbim,yanımı (vücudumu) bıraktım ve senin irâdenle onu kaldırırım. Ruhumu alırsan, ona rahmet et. Eğer geri gönderirsen (öldürmezsen), salih kullarını koruduğun gibi, onu da koru.”[8]

(( اَللَّهُمَّ إِنَّكَ خَلَقْتَ نَفْسِي وَأَنْتَ تَوَفَّاهَا، لَكَ مَمَاتُهَاوَمَحْيَاهَا إِنْ أَحْيَيْتَهَا فَاحْفَظْهَا، وَإِنْ أَمَتَّهَا فَاغْفِرْ لَهَا. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ.))

103- (13/5) “Allahım! Ruhumu sen yarattın ve onu sen öldürürsün. Ruhumun ölümü ve yaşaması senin elindedir. Eğer yaşatırsan, onu koru, öldürürsen onu bağışla. Allahım! Senden âfiyet dilerim.”[9]

(( اَللَّهُمَّ قِنيِ عَذَابَكَ يَوْمَ تَبْعَثُ عِبَادَكَ.))

104- (13/6) Üç kere:“Allahım![10] Kullarını yeniden dirilteceğin o günde beni azabından koru.”[11]

(( بِاسْمِكَ اللَّهُمَّ أَمُوتُ وَأَحْيَا.))

105- (13/7) “Allahım! Senin adını anarak ölür ve senin adını anarak yaşarım.”[12]

(( سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ للهِ، وَاللهُ أَكْبَرُ.))

106- (13/8) Otuz üç kere: “Subhânallah”, Otuz üç kere: “Elhamdülillah”, Otuz dört kere: “Allahu Ekber[13]

(( أَللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ، فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى، وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ، وَالْفُرْقَانِ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ. اَللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ البَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ، اِقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ.))

107- (13/9) “Yedi kat semânın, yüce arşın Rabbi, bizim Rabbimiz, her şeyin Rabbi, tane ve çekirdekleri yaran, Tevrât’ı, İncîl’i ve Furkân’ı indiren Allahım! Kudret ve hükümranlığın altında olan her şeyin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Sen Evvel’sin, senden önce hiçbir şey yoktur. Sen Âhir’sin, senden sonra hiçbir şey yoktur. Sen, Zahir’sin, senden üstün hiçbir şey yoktur. Sen Bâtın’sın, senden başka gizli şeyleri bilen yoktur. Borcu (hem Allah’ın, hem de kulların haklarını) bizden gider ve bizi fakirlikten kurtarıp zenginleştir.”[14]

(( اَلْحَمْدُ للهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَسَقَانَا، وَكَفَانَا، وَآوَانَا، فَكَمْ مِمَّنْ لاَ كَافِيَ لَهُ وَلاَ مُؤْوِيَ.))

108- (13/10) “Bizi yediren, içiren,(başkasına) muhtaç kılmayan ve barındıran Allah’a hamdolsun. Nice koruyanı ve barındıranı olmayan vardır.”[15]

(( اَللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي، وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً أَوْ أَجُرَّهُ إِلىَ مُسْلِمٍ.))

109- (13/11) “Gizli ve âşikârı bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı, her şeyin Rabbi ve meliki Allahım! Senden başka hak ilah olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın ve şirkinin şerrinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten sana sığınırım.”[16]

110- (13/12) Secde ve Mülk sûreleri okunur.[17]

(( اَللَّهُـمَّ أَسْلَمْتُ نَفْسِي إِلَيْكَ، وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ، وَوَجَّهْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ، وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ، رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ، لاَ مَلْجَأَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ إِلاَّ إِلَيْكَ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ، وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ.))

111- (13/13) “Allahım![18] Nefsimi sana teslim ettim. İşimi sana havâle ettim. Yüzümü sana çevirdim. Senden ümit ederek ve senden korkarak sırtımı sana dayadım (tevekkül ettim).Senden başka (korunacağım) bir sığınak ve (azabından kurtulacağım) bir kurtuluş yoktur.İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Nebi’ye îmân ettim.”[19]

[1] İhlas Sûresi

[2] Felak Sûresi

[3] Nas Sûresi

[4] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (9/62), Müslim (4/1723).

[5] Bakara Sûresi: 255

[6] Bakara Sûresi: 285-286.

“Kim bunu okursa, gecesi boyunca ona (gece kıyamı olarak ve o gece şeytandan ve onun şerrinden korunmak için) yeter.” Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (9/94), Müslim (1/554).

[7] “Biriniz yatağından kalktıktan sonra tekrar dönerse, elbisesinin kenarı ile yatağını üç kere süpürsün ve Allah’ın adını ansın. Zirâ ondan sonra yatağın üzerinde neyin kaldığını bilemez. Bu yüzden yatağa uzanınca şöyle desin:.. hadis zikredilir”

[8] Buhâri (11/126), Müslim (4/2084).

[9] Müslim (4/2083) ve Ahmed lafzıyla (2/79) tahric etti.

[10] “Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yatacağı zaman sağ elini yanağının altına koyar ve şöyle derdi:…hadis zikredilir”

[11] Ebu Dâvud, lafzıyla (4/311); Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/143).

[12] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (11/113), Müslim (4/2083).

[13] “Fâtıma -Allah ondan râzı olsun-, elindeki bir değirmenle Nebi         -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek şikayette bulundu ve bir hizmetçi istedi.Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: “Sizi, istediğinizden daha hayırlı bir şeye sevk edeyim mi? Yatağınıza girdiğiniz zaman otuzüç defa tesbih, otuzüç defa tahmid, otuzdört defa tekbir getirin.Bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır.” Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (7/71), Müslim (4/2091).

[14] Müslim, (4/2084).

[15] Müslim, (4/2085).

[16] Ebu Dâvud, (4/317); Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).

[17] Tirmizi, Nesâi. Bkz. Sahihu’l-Câmi (4/255).

[18] “Yatacağın zaman, namaz için abdest alır gibi abdest al ve sağ tarafına yat; sonra şöyle de:..hadis zikredilir.”

[19] Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bunu söyleyen birine: “Eğer o gece ölürsen, fıtrat üzere ölmüş olursun” demiştir; Buhâri,Bkz.Fethu’l-Bâri (11/113), Müslim (4/2081).

İlgili Makaleler