Uğursuzluk Ve Fal Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim Ebu Davud
Başlık: UĞURSUZLUK VE FAL BÖLÜMÜ
Konu: Uğursuzluk Ve Fal Hakkında
Ravi: Ebu Hüreyre
Hadisin Arapçası:
وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رسولُ اللّهِ #: َ عَدْوَى وََ صَفَرَ وََ هَامَةَ. قَالَ أعْرَابِيٌّ: يَا رسولَ اللّهِ، مَا بَالُ ا“بِلِ تَكُونُ فى الرَّمْلِ كَأنَّهَا الظِّبَاءُ فَيَأتِىَ الْبَعِيرُ ا‘جْرَبُ فَيَدْخُلُ فِيهَا فَيُجْرِبُهَا. فقَالَ #: فَمَنْ أعْدَى ا‘وَّلَ[. أخرجه الشيخان وأبو داود .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Ne sirayet, ne safer ne de hame vardır!” Bunu işiten bir bedevi atılıp: “Ey Allah’ın Resulü! Öyle de, kumda geyik gibi olan develer, uyuzlu bir deve aralarına girince hepsine uyuz bulaşması nasıl oluyor?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam şu cevabı verdi: “Peki, birinciye kim sirayet ettirdi?”
Kaynak: Buhari, Tıbb 54, Müslim, Selam 101, (2220), Ebu Davud, Tıbb 24, (3911, 3912, 3913, 3914, 3915)