Medlerle İlgili Tecvid Kuralları Fatih Çollak Kuran Öğreniyorum 50Devamını Oku »
meddi munfasıl
-
Medlerle İlgili Tecvid Kuralları Fatih Çollak Kuran Öğreniyorum 50
-
Munfasıl Zamirler
MUNFASIL (AYRI) ZAMİRLER
MUNFASIL (AYRI) ZAMİRLER
Herhangi bir kelimeye bitişmeksizin ayrı yazılan zamirlerdir. İki ayrı munfasıl zamir türü vardır. Birisi fâil olarak diğeri de meful olarak kullanılır:
a) Fâil yerine geçen munfasıl zamirler:
Aşağıdaki munfasıl zamirler cümlede ismin yerini tutup fâil yerine geçerler:
Çekim Tablosu
Cemi
Müsennâ
Müfred
Müzekker هُمْ
هُمَا
هُوَ
Gâib Onlar
O ikisi
O
Müennes هُنَّ
هُمَا
هِيَ
Gâibe Müzekker أَنْتُمْ
أَنْتُمَا
أَنْتَ
Muhâtab Siz(ler)
İkiniz
Sen
Müennes أَنْتُنَّ
أَنْتُمَا
أَنْتِ
Muhâtaba Müz + Müe نَحْنُ
نَحْنُ
أَنَا
Mütekellim Biz
İkimiz
Ben
Cümle Örnekleri:
هَلْ أَنْتَ مُدَرِّسٌ ؟
Sen öğretmen misin? لاَ ، أَناَ طاَلِبٌ.
Hayır, ben öğrenciyim. مَنْ ذَهَبَ إلَى الْمَدْرَسَةِ ؟
Okula kim gitti? هُوَ ذَهَبَ.
O gitti. أَنْتُمَا ذَهَبْتُمَا.
Siz ikiniz gittiniz. هُوَ مَريِضٌ فيِ الْمَنْزِلِ.
O evde hastadır. ماَذاَ فَعَلَتْ فاَطِمَةُ ؟
Fatıma ne yaptı? هِيَ كَتَبَتْ رِساَلَةً إِلَى خاَلَتِهاَ.
O, teyzesine bir mektup yazdı. أَناَ كَتَبْتُ رِساَلَةً إِلَى جَديِّ.
Ben dedeme bir mektup yazdım. هُنَّ حَفِظْنَ الْقُرْآنَ.
Onlar Kur’ân’ı ezberlediler. هُمْ دَرَسُوا الْعَرَبِيَّةَ.
Onlar Arapça okudular (tahsil ettiler). هُوَ رَكِبَ الْحاَفِلَةَ.
O otobüse bindi. هُنَّ شَرِبْنَ الْعَصيِرَ.
Onlar meyve suyu içtiler. * Görüldüğü gibi bu fâil zamirler fiille birlikte kullanıldıklarında fiilin önüne geçerler. Normal kullanımın dışında fiilden sonra geldikleri takdirde fâiline vurgu kazandırırlar:
كَتَبْتَ أَنْتَ لِواَلِدِكَ.
Babana (baban için) sen yazdın. غَسَلْتِ أَنْتِ الْمَلاَبِسَ.
Sen elbiseleri yıkadın (sen). شَرِبْتِ أَنْتِ الشاَّيَ.
Sen çay içtin (sen) ya da “Çayı sen içtin sen”. * Zamirlerin pekiştirilmesi tekrar edilmek suretiyle olur.
هُوَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ.
O, O gafurdur, rahimdir. Aynı şekilde muttasıl zamir birleşmiş bir isimden sonra o muttasıl zamirin mukabili olan munfasıl zamir getirilirse manayı pekiştirmiş olur:
هَذِهِ حَقيِبَتِي أَناَ.
Bu benim çamtamdır benim.
هَذاَ كِتاَبُكَ أَنْتَ.
Bu senin kitabındır senin.
Görüldüğü gibi, (حَقيِبَتِي) kelimesindeki mütekellim ya’sına uygun munfasıl zamir (أَناَ), (كِتاَبُكَ) kelimesinin sonundaki muttasıl zamirin mukabil munfasıl zamiri de (أَنْتَ) dir.
Not: هُمْ ve أَنْتُمْ munfasıl zamirlerinden sonra hemze-i vasıl (elif-lâmlı kelime) gelirse sonlarındaki cezimli mimler zamme ile harekelenir:
هُمُ الْفُقَراَءُ.
Onlar fakirdir. أَنْتُمُ الْأَغْنِياَءَُ.
Sizler zenginsiniz. b) Mef’ûl yerine geçen munfasıl zamirler:
Aşağıdaki munfasıl (ayrı) zamirler cümlede mef’ûl yerine geçerler.
Cemi
Tesniye
Müfred
Müzekker إيَّاهُمْ
إيَّاهُمَا
إِياَّهُ
Gâib onları, onlara
o ikisini, o ikisine
onu, ona
Müennes إيَّاهُنَّ
إيَّاهُمَا
إيَّاهَا
Gâibe Müzekker إيَّاكُمْ
إيَّاكُمَا
إيَّاكَ
Muhâtab sizi, size
siz ikinizi, ikinize
seni, sana
Müennes ِإيَّاكُنَّ
إيَّاكُمَا
إيَّاكِ
Muhâtaba Müz-Müe إيَّانَا
إيَّانَا
إيَّايَ
Mütekellim bizi, bize
ikimizi, ikimize
beni, bana
Cümle Örnekleri:
أنَا رَأَيْتُكَ وَ إيَّاهُ فِي السُّوقِ.
Ben seni ve onu çarşıda gördüm. ظَنَّ الرَّجُلُ خاَلِداً إِياَّكَ.
Adam Halit’i sen zannetti. ظَنَّتِ الْمَرْأَةُ عاَئِشَةَ إِياَّهاَ.
Kadın Aişe’yi o sandı. عَلَّمَهُ الْمُعَلِّمُ إِياَّهُ.
Öğretmen onu ona öğretti. هَلْ عَلَّمَكَ الْمُعَلِّمُ إياَّهُ ؟
Öğretmen onu sana öğretti mi? رَأَيْتُ خاَلِداً وَ إِياَّكُنَّ فِي السُوقِ.
Halit’i ve sizi çarşıda gördüm. زاَرَناَ وَ إِياَّهُمْ.
(O) bizi ve onları ziyaret etti. وَجَدْنَا اِخْواَنَكُمْ وَإيَّاكُمْ أَغْنِيَاءَ.
Kardeşlerinizi ve sizi zengin bulduk. *Mef’ûl munfasıl zamirler başa geldikleri takdirde vurguyu kuvvetlendirmek amacıyla “yalnız, ancak sana, ancak ona..” manası verirler:
إِياَّكَ عَبَدْتُ ياَ رَبِّي!
Yalnızca sana ibadet ettim ey Rabbim! إِياَّهُ قَصَدْتُ.
Ben ancak onu kastettim. إِياَّكِ مَدَحَ الْمُدِيرُ وَ الْمُعَلِّمُ.
Müdür ve öğretmen yalnız seni methetti. إِياَّىَ مَدَحَ الْأُسْتاَذُ.
Hoca yalnız beni methetti. إِياَّهُمْ مَدَحَ الْمُدَرِّسُ.
Öğretmen yalnız onları methetti.