Hadis Arapça TürkçeSahihi Buhari Buhari Hadisleri

Sahabelerden Bazılarının Faziletleri – Hazreti Ömer Radıyallahu Anh ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari

Başlık: FAZİLETLER BÖLÜMÜ

Konu: Sahabelerden Bazılarının Faziletleri – Hazreti Ömer Radıyallahu Anh
Ravi: Salim
Hadisin Arapçası:

وعن سالمٍ عن أبيه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قالَ: ]مَا سَمِعْتُ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه يَقُولُ لِشَىْءٍ قَطُّ إنِّى ‘ظُنُّهُ كَذَا إَّ كَانَ كَمَا يَظُنُّ. بَيْنَا عُمَرُ جَالِسٌ إذْ مَرَّ بِهِ رَجُلٌ جَمِيلٌ. فقَالَ عُمَرُ: لَقَدْ أخْطأ ظَنِّى، أوْ إنَّ هذَا عَلى دِينِهِ في الْجَاهِلِيَّةِ، أوْ لَقَدْ كَانَ كَاهِنَهُمْ، عَلي َّ بِالرَّجُلِ فَدُعِيَ لَهُ. فقَالَ لَهُ عُمَرُ: لَقَدْ أخْطأَ ظَنِّى أوْ إنَّكَ لَعَلَى دِينِكَ في الْجَاهِلَيَّةِ، أوْ لَقَدْ كُنْتَ كَاهِنَهُمْ في الْجَاهِلِيَّةِ فقَالَ: مَا رَأيْتُ كَالْيَوْمِ اسْتُقْبِلَ بِهِ رَجُلٌ مُسْلِمٌ. فقَالَ إنِّى أعْزِمُ عَلَيْكَ إَّ مَا أخْبَرْتَنِى. قَالَ: كُنْتُ كَاهِنَهُمْ في الْجَاهِلِيَّةِ. قَالَ: فَمَا أعْجَبُ مَا جَاءَتْكَ بِهِ جِنِّيَّتُكَ؟ قَالَ: بَيْنَمَا أنَا يَوْماً في السُّوقِ إذْ جَاءَتْنِى أعْرِفُ فِيهَا الْفَزَعَ. فقَالَتْ: ألَمْ تَرَ الْجِنَّ وَإبَْسَهَاوَيَأسَهَا مِنْ بَعْدِ إنْكَاسِهَاوَلِحُوقِهَا بِالْقَِصِ وَأحَْسِهَاقَالَ عُمَرُ: صَدَقَ بَيْنَا أنَا قَائِمٌ عِنْدَ آلِهَتِهِمْ إذْ جَاءَ رَجُلٌ بِعِجْلٍ فَذَبَحَهُ فَصَرَخَ بِهِ صَارِخٌ، لَمْ أسْمَعْ صَارِخاً قَطُّ أشَدَّ صَوْتاً مِنْهُ يَقُولُ: يَا جَلِيحُ. أمْرٌ نَجِيحٌ. رَجُلٌ فَصِيحٌ. يَقُولُ: َ إلهَ إَّ أنْتَ، فَوَثَبَ الْقَوْمُ. فَقُلْتُ: َ أبْرَحُ حتّى أعْلَمَ مَا وَرَاءَ هذَا ثُمَّ نَادَى: يَا جَلِيحُ، أمْرٌ نَجِيحٌ. رَجُلٌ فَصِيحٌ. يَقُولُ: َ إلهَ إَّ اللّهُ. فَقُمْتُ فَمَا نَشِبْنَا أنْ قِيلَ هذَا نَبِىٌّ[. أخرجه البخاري .

Hadisin Anlamı:

Salim, babasından Radıyallahu Anh naklediyor: “Dedi ki: “Ben Ömer Radıyallahu Anh’in bir şey için: “Zannederim ki bu şöyledir” deyip de dediği gibi olmadığını hiç görmedim. (Nitekim bir gün), Ömer otururken güzel bir adam yanmdan geçti. Ömer: “Zannımda yanıldım.” Veya: “Bu adam cahiliye devrindeki dini üzere devam etmektedir.” Veya: “Bu, cahiliyede kavminin kahiniydi!” dedi ve: “Şu adamı bana çağırın!” buyurdu. Adam çağırıldı. Ömer: “Zannımda yanıldım veya sen cahiliye devrindeki dinin üzeresin, veya cahiliyede sen onların kahini idin!” diyerek hakkındaki tereddütlerini dile getirdi. Adam: “Bu günkü gibi bir gün görmedim (yani bugün gördüğüm şeyi hiç görmedim). Bugün müslüman bir kimse (olmayacak şekilde) karşılandı” dedi. Hazreti Ömer: “Sana yemin veriyorum, benim istediklerimi doğru olarak söyleyeceksin!” buyurdu. Adam: “Cahiliye devrinde ben onların kahinleri idim!” dedi. Ömer ona: “Dişi cinninin sana getirdiği haberlerin en acayibi hangisi idi?” dedi. Adam: “Bir gün ben çarşıda iken, bana dişi cin geldi. Ondaki korkuyu biliyorum. Dedi ki: “Sen cinni ve onun ye’sini ve başı üzerine devrilmesinden (yanı kulak hırsızlığından men olarak haber alamayışından) sonraki ümidsizliğini ve sırtlarına ince çullar konulmuş genç develerle yetişilip yakalamasını görmedin mi?” Ömer şöyle dedi: “Doğru söyledi. Ben onların putlarının dibinde uyurken, bir adam bir buzağı ile geldi ve kesti. O zaman ona birisi öyle bir bağırdı ki, bu kadar yüksek sesle bağıran birisini hiç işitmemiştim. Şöyle diyordu: “Ey celih (ey düşmanlığnı açığa vuran kimse)! Emrun necih (zafer bulmuş bir iş), reculün fasih (fasih konuşan bir adam) var. Senden başka ilah yoktur diyor!” Oradaki cemaaat o adama doğru sıçradılar. (Hazreti Ömer devamla dedi ki): “Ben bunu görünce kendi kendime: “Ben bu işin arkasında ne olduğunu anlayıncaya kadar buradan ayrılmayacağım!” dedim. Sonra o zat yine bağırdı: “Ey celih, emrun necih, reculün asih (Ey düşmanlığını açığa vuran kimse! Muvaffak olacak bir iş, fasih konuşan bir adam (var!) Lailahe illallah! diyor!” Ben kalktım. Aradan çok geçmeden “Bir peygamber (çıktı)” dendi.”

Kaynak: Buhari, Menakıbu’l-Ensar 35

İlgili Makaleler