Sahabe Ve Tabiin Arasında Çıkan Kavga Ve İhtilaflar ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari
Başlık: FİTNELER HEVALAR VE İHTİLAFLAR BÖLÜMÜ
Konu: Sahabe Ve Tabiin Arasında Çıkan Kavga Ve İhtilaflar
Ravi: İbnu Ömer
Hadisin Arapçası:
عن ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]دَخَلْتُ على حَفْصَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْها فَقُلْتُ: قَدْ كَانَ مِنَ النَّاسِ مَا تَرَيْنَ، وَلَمْ يُجْعَلْ لِى مِنَ ا‘مْرِ شَىْءٌ. فَقَالَتْ: اَلْحَقِ النَّاسَ فَهُمْ ينْتَظِرُونَكَ، وَأخْشى أنْ يَكُونَ في احْتِبَاسِكَ عَنْهُمْ فُرْقَةٌ، فَلَمْ تَدَعْهُ حَتّى ذَهَبَ. فَلَمَّا تَفَرَّقَ النَّاسُ خَطَبَ مُعَاوِيَةُ وَقَالَ: مَنْ كَانَ يُرِيدُ أنْ يَتَكَلَّمَ في هذَا ا‘مْرِ فَلْيُطْلِعْ لَنَا قَرْنَهُ، فَلَنَحْنُ أحَقُّ بِهِ مِنْهُ وَمِنْ أبِيهِ. قَالَ حَبِيبُ بْنُ مَسْلَمَةَ: فَقُلْتُ لِعَبْدِاللّهِ، فَهََّ أجَبْتَهُ؟ فقَالَ: لقَدْ هَمَمْتُ أنْ أقُولَ أحَقُّ بِهذا ا‘مْرِ مِنْكَ مَنْ قَاتلَكَ وَأبَاكَ عَلى ا“سَْمِ، فَخَشَيْتَ أنْ أقُولَ كَلِمَةً تُفَرَّقَ بَيْنَ الْجَمِيعِ وَتُسْفِكُ الدَّمَ وَيُحْمَلُ عَنِّى غَيْرُ ذلِكَ، فَذَكَرْتُ مَا أعَدَّ اللّهُ في الْجِنَانِ. قُلْتُ: حُفِظْتَ وَعُصِمْتَ[. أخرجه البخاري .
Hadisin Anlamı:
Hazreti Hafsa Radıyallahu Anh’nın yanına girdim ve: “(Ali ile Muaviye Radıyallahu Anh’nin Sıffin’deki hadiseleri sebebiyle) halka gelenleri görüyorsun. (Şimdi Harameyn ve başka yerde hayatta kalan sahabeleri toplayıp fikirlerini almak istiyorlar.) Bu hilafet ve emirlik meselesinde bana hiçbir hak tanımadılar (bu sebeple gitmek istemiyorum, ne dersin?)” dedim. “Katıl. Çünkü onlar seni bekliyorlar. Onlardan geri durmanı, onların bir muhalefet saymalarından korkarım!” dedi ve Abdullah, oraya gidinceye kadar Hafsa onu bırakmadı. (Hakemlerin hüküm vermesinden sonra) Hazreti Muaviye bir hutbe irad etti ve (Abdullah’la babası Ömer’i kastederek) dedi ki: “Kim bu hilafet meselesi hakkında bizimle konuşmak isterse kendini bize göstersin (meydana çıksın). Şurası muhakkak ki biz, halifeliğe ondan da babasından da ehakkız.” Habib İbnu Mesleme der ki: “Abdullah’a: “Ona cevap vermedin mi?” dedim. Abdullah cevaben: “Bu işe senden daha ehak olan, İslam adına sana ve babana karşı (Uhud’da, Hendek’te) mücadele vermiş olan Ali Radıyallahu Anh’dir!” demek istedim. Fakat, herkesin arasına tefrika sokup, kan akıtacak ve istemediğim bir manaya çekilecek bir kelime sarfetmekten korktum. Allah’ın (sabredene) cennette hazırladığı mükafaatları da hatırlayarak (Muaviye’ye) karşılık vermedim” demiştir. Habib İbnu Mesleme: “Bu tavrı takdir ederek: “Sen bir fitneden (inayet-i ilahi ile) korunmuş ve (ciddi) bir felaketten muhafaza edilmişsin!” dedim” der.
Kaynak: Buhari, Megazi, 29