Başlık: NAMAZ BÖLÜMÜ
Konu: Mekruh Vakitler
Ravi: Abdurrahman İbnu Yezid
Hadisin Arapçası:
وفي أخرى للبخارى عن عبدالرحمن بن يزيد قال: ]حَجَّ ابنُ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ فَأتَيْنَا المُزْدَلِفَةَ حِينَ ا‘ذَانِ بِالْعَتَمَةِ أوْ قَرِيباً مِنْ ذلِكَ. فَأَمَرَ رَجًُ فَأذَّنَ وَأقَامَ ثُمَّ صَلّى المَغْرِبَ وَصَلّى بَعْدَهَا رَكْعَتَيْنِ، ثُمَّ دَعَا بِعَشَائِهِ فَتَعَشَّى، ثُمَّ أمَرَ رَجًُ فأذّنَ وَأقَامَ، ثُمَّ صَلّى الْعِشَاءَ رَكْعَتَيْنِ. فَلَمَا كانَ حِينَ طَلَعَ الْفَجْرُ قالَ: إنَّ النّبىَّ # كانَ َ يُصَلِّى هذِهِ السَّاعَةَ إَّ هذِهِ الصََّةَ في هذَا المَكَانِ مِنْ هذَا الْيَوْمِ. قالَ عَبْدُاللّهِ: هُمَا صََتَانِ تُحَوََّنِ عَنْ وَقْتِهِمَا، صََةُ المَغْرِبِ بَعْدَ مَا يَأتِى النَّاسُ المُزْدَلِفَةَ، وَالْفَجْرِ حِينَ يَبْزُغُ الفَجْرُ. قالَ: رَأيْتُ رَسولَ اللّهِ # يَفْعَلُهُ ثُمَّ وَقَفَ حَتَّى أَسْفرَ. ثُمَّ قالَ: لَوْ أنْ أمِيرَ المُؤمِنينَ يَعْنِى عُثْمَانَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه أفَاضَ انَ أَصَابَ السُّنَّةَ فَمَا أدْرِى أَقَوْلُهُ كانَ أسْرَعَ أَمْ دَفْعُ عُثْمَانَ؟ فَلَمْ يَزَلْ يُلَبِّى حَتَّى رَمَى جَمْرَةَ الْعَقْبَةِ يَوْمَ النَّحْرِ[.
Hadisin Anlamı:
İbnu Mes’ud Radıyallahu Anh haccetmişti. Yatsı ezanı sırasında veya buna yakın bir zamanda Müzdelife’ye geldik. Yanındaki bir adama söyledi, ezan ve arkasından ikamet okudu. Sonra akşam namazını kıldı. Arkasından iki rekat (sünnetini) kıldı. Sonra akşam yemeğini istedi ve yedi. Arkadan bir adama emretti, ezan ve ikamet okudu, iki rekat olarak yatsıyı kıldı. Şafak söktüğü zaman: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu saatte bugün ve bu yer dışında şu namazı hiç kimse kılmamıştır” dedi. Abdullah Radıyallahu Anh dedi ki: “İşte şu ikisi, vakti değiştirilmiş olan yegane iki namazdır. Biri akşam namazı- bu, halk Müzdelife’ye geldikten sonra kılınır, diğeri sabah namazı, bu da şafak söker sökmez kılınır.” İbnu Mes’ud sözlerine devamla: “Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın bunu yaptığını, sonra ortalık ağarıncaya kadar kaldığını gördüm” dedi. Sonra sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer, Emrü’l Mü’minin -yani Hazreti Osman Radıyallahu Anh- şu anda ifaza’da bulunsa (Mina’ya müteveccihen hareket etse) sünnete uygun hareket etmiş olur.” (Hadisin ravisi Abdurrahman İbnu Yezid der ki): “Bilemiyorum, İbnu Mes’ud’un bu sözü mü önce telaffuz edildi, Hazreti Osman’ın (Mina’ya) hareket emri mi… Derhal telbiye çekmeye başladı ve bu hal, yevm-i nahirde Büyük Şeytan’a taş atılıncaya kadar devam etti.”
Kaynak: Buhari, Hacc 99)