İslam Ümmetinin Fazileti ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Tirmizi
Başlık: FAZİLETLER BÖLÜMÜ
Konu: İslam Ümmetinin Fazileti
Ravi: İbnu Ömer
Hadisin Arapçası:
وعن ابْنِ عُمَرْ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قالَ: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ # إنَّمَا بَقَاؤُكُمْ فِيمَا سَلَفَ قَبْلَكُمْ مِنَ اُمَمِ كَمَا بَيْنَ صََةِ الْعَصْرِ الى غُرُوبِ الشَّمْسِ، أُوتِىَ أهْلُ التَّوْرَاةِ التَّوْرَاةَ فَعَمِلُوا بِهَا حَتّى اِنْتَصَفَ النَّهَارُ. فَعَجِزُوا فَأُعْطُوا قِيرَاطاً قِيرَاطاً، ثُمَّ أُوتِىَ أهْلُ ا“نْجِيلِ ا“نْجِيلَ فَعَمِلُوا الى صََةِ الْعصْرِ فَجَزُوا فَأُعْطُوا قِيراطاً قِيراطاً، ثُمَّ أُتِينَا الْقُرآنَ فَعَمِلْنَا الى غُرُوبِ الشَّمْسِ فَأُعْطَيْنَا قِيرَاطَيْنِ قِيرَاطِينِ. فقَالَ أهْلُ الْكِتَابَيْنِ: أىْ رَبِّ، أعْطَيْتَ هؤَُءِ قِيرَاطَيْنِ قِيرَاطَيْنِ، وَأَعْطَيْتَنَا قِيرَاطاً قِيراطاً، وَنَحْنُ كُنَّا أكْثَرَ عَمًَ مِنْهُمْ؟ قَالَ اللّهُ عَزَّ وَجَلَّ: هَلْ ظَلَمْتُكُمْ مِنْ أجْرِكُمْ شَيْئاً؟ قَالُوا: َ قَالَ: فَهُوَ فَضْلِِى أُوتِيهِ مَنْ أشَاءُ[. أخرجه البخاري والترمذي.
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Sizden önce geçen ümmetlere nazaran sizin bekanız, ikindi vakti ile güneşin batması arasındaki müddet gibidir. Tevrat ehline Tevrat verildi, onlar gün ortasına kadar onunla amel ettiler. Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar. Onlara kırat kırat ücretleri verildi. Sonra Ehl’i İncil’e İncil verildi. Onlar da ikindi namazına kadar çalıştılar. O zaman onlar da aciz kaldılar, kırat kırat onlara da ücretleri verildi. Sonra bize Kur’an verildi. Biz güneşin batmasına kadar çalışacağız. Bize ücretimiz ikişer kırat, ikişer kırat verildi. İki kitap mensupları: “Ey Rabbimiz, sen bunlara ikişer kırat, ikişer kırat olarak verdin. Halbuki bize birer kırat, birer kırat vermiştin. Halbuki biz, amel yönüyle onlardan ileriyiz!” dediler. Allah Teala Hazretleri: “Ben ücretlerinizde bir haksızlık yaptım mı?” buyurdu. Onlar “Hayır” dediler. “Öyleyse, bu benim lütfumdur, onu ben dilediğime veririm” buyurdu.”
Kaynak: Buhari, İcare 8, 9, Mevakitu’s-Salat 17, Enbiya 50, Fezailu’l-Kur’an 17, Tevhid 31, 47, Tirmizi, Emsal 7, (2875)