Gazveler – Bedir ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Müslim Ebu Davud
Başlık: GAZVELER BÖLÜMÜ
Konu: Gazveler – Bedir
Ravi: Enes
Hadisin Arapçası:
عن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ] شَاوَرَ رَسُولُ اللّهِ # حِينَ بَلَغَهُ إقْبَالُ أبِي سُفْيَانَ. فَتَكَلَّمَ أبُو بَكْرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه، فَأعْرَضَ عَنْهُ. ثُمَّ تَكَلَّمَ عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه، فَأعْرَضَ عَنْهُ فَقَامَ سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه، فَقَالَ: إيَّانَا تُرِيدُ يَا رَسُولَ اللّهِ؟ فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَوْ أمْرَتَنَا أنْ نُخِيضَهَا الْبَحْرَ ‘خَضْنَاهَا، وَلَوْ أمَرْتَنَا أنْ نَضْرِبَ أكْبَادَهَا إلى بَرْكِ الْغِمَادِ لَفَعَلْنَا. قَالَ: فَنَدَبَ # النَّاسَ. فَانْطَلَقُوا حَتّى نَزَلُوا بَدْراً وَوَرَدَتْ عَلَيْهِمْ رَوَايَا قُرَيْشٍ وَفيهِمْ غَُمٌ أسْوَدُ لِبَنِي الْحَجَّاجِ فَأخَذُوهُ. فَكَانَ أصْحَابُ رَسُولِ اللّهِ # يَسْألُونَهُ عَن أبِي سُفْيَانُ وَأصْحَابِهِ. فَيَقُولُ: مَالِي عِلْمٌ بَأبِي سُفْيَانَ، وَلكِنْ هذَا أبُو حَهْلٍ، وَعُتْبَةُ، وَشَيْبَةُ، وَأمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ، فإذَا قَالَ ذلِكَ ضَرَبُوهُ. فَقَالَ: نَعَمْ أنَا أُخْبِرُكُمْ. هذَا أبُو سُُفْيَانُ فإذَا تَركُوهُ فَسَألُوهُ. قَالَ: مَالِي بِأبِي سُفْيَانَ عِلْمٌ. وَلِكنِْ هذَا أبُو جَهْلِ، وَعُتْبَةُ، وَشَيْبَةُ، وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ فِي النَّاسِ. فإذا قَالَ هذَا أيْضاً ضَرَبُوهُ، وَرَسُولُ اللّهِ # قَائِمٌ يُصَلِّي. فَلَمَّا رَأى ذلِكَ انْصَرَفَ. قَالَ: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لِتَضْرِبُوهُ إذَا صََدَقَكُمْ، وَتَتْرُكُوهُ إذَا كَذَبَكُمْ؟ قَالَ: فَقَالَ رسولُ اللّهِ # هذَا مَصْرَعُ فُنٍ. قَالَ: وَيَضَعُ يَدَهُ عَلى ا‘رْضِ هَاهُنَا وَهَاهُنَا. قَالَ: فَوَاللّهِ مَا مَاطَ أحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رسولِ اللّهِ #[. أخرجه مسلم وأبو داود.»الرَّوَايَا« جمع رواية وهي المزادة، والمزاد هنا الجمال التي تحمل الرواي.و»المَصرعُ« موضع القتل.وقوله: »مَا مَاطَ« أي ما مال وعدل .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kendisine Ebu Süfyan’ın gelmekte olduğu haber verilince, ashabıyla istişare etti. Önce Ebu Bekr Radıyallahu Anh konuştu. Ondan yüzünü çevirdi (iltifat etmedi). Sonra Hazreti Ömer Radıyallahu Anh konuştu. Ondanda yüzünü çevirdi. Derken Sa’d İbnu Ubade Radıyallahu Anh (Resulullah’ın maksadı sezerek) ayağa kalktı ve “Ey Allah’n Resulü, biz (Ensariler)i mi kastediyorsunuz? Nefsimi kudret elinde tutan zata yemin ederim, eğer bize bineklerimizi denize sürmemizi emredecek olsanız, mutlaka (gözümüzü kırpmadan) daldırırız. Bize onlara binip Berkı’l Gımad’a gitmemizi emretseniz onu da yaparız!” dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) halkı hazırladı. Yola çıktılar ve Bedr’e kadar gelip indiler. Orada, Kureyş’in su almaya gönderdiği kimselerle karşılaştılar. İçlerinde Beni Haccac’a ait siyahi bir köle vardı. Onu yakaladılar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın ashabı Ebu Süfyan ve arkadaşları hakkında bilgi soruyorlardı. Köle: “Ebu Süfyan hakkında bilgim yok. Ancak (burada) Ebu Cehil, Utbe, Şeybe ve Umeyye İbnu Halef var!” dedi. O böyle söyleyince ashab onu dövdü. O da: “Evet, ben size haber veriyorum. Bu Ebu Süfyan’dır!” dedi. Onu bıraktıkları zaman başkaları sordular. O yine: “Ben Ebu Süfyan hakkında bir şey bilmiyorum, lakin burada halkın içinde Ebu Cehil, Utbe, Şeybe, Umeyye İbnu Halef var!” dedi. Böyle söyleyince onlarda aynı şekilde dövdüler. Bu esnada Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz kılıyordu. Bu hali görünce namazı bıraktı ve: “Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, size doğruyu söyleyince onu dövüyorsunuz! Yalan söyleyince de bırakıyorsunuz” dedi. Ravi der ki: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) elini koyarak “Şurası falancanın öldürüleceği yer, şurası feşmekancanın öldürüleceği yer” diye teker teker gösterdi.” Ravi der ki: “Allah’a yemin olsun onlardan hiçbiri, Aleyhissalatu vesselam’ın elini koyduğu yerin dışına sapmadan, gösterdiği yerlerde öldürüldüler.”
Kaynak: Müslim, Cihad 83, (1779), Ebu Davud, Cihad 125, (2681)