CENÂZE DUASI ARAPÇA TÜRKÇE
CENÂZE NAMAZINDA ÖLÜ İÇİN YAPILAN DUA ARAPÇA TÜRKÇE
(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ وَارْحَمْهُ، وَعاَفِهِ، وَاعْفُ عَنْهُ وَأَكْرِمْ نُزُلـَهُ، وَوَسِّعْ مُدْخَلَـهُ، وَاغْسِلْهُ بِالْمَاءِ وَالثَّلْجِ وَالْبَرَدِ، وَنَقِّهِ مِنَ الْخَطاَياَ كَماَ نَقَّيْتَ الثَّوْبَ الأَبْيَضَ مِنَ الدَّنَسِ، وَأَبْدِلْهُ داَراً خَيْراً مِنْ دَارِهِ، وَأَهْلاً خَيْراً مِنْ أَهْلِهِ، وَزَوْجاً خَيْراً مِنْ زَوْجِهِ، وَأَدْخِلْهُ الْجَنَّةَ، وَأَعِذْهُ مِنْ عَذاَبِ الْقَبْرِ [ وَعَذَابِ النَّارِ] .)
156- (4/1) “Allahım! Onu bağışla ve ona merhamet et. Ona âfiyet ver ve onu affet. Onu hoş karşıla ve yerini genişlet. Onu su, kar ve dolu ile yıka. Onu, beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi günahlardan temizle. Ona; yurdundan daha hayırlı bir yurt, âilesinden daha hayırlı bir âile, eşinden daha hayırlı bir eş ver.Onu cennete koy.Onu kabir azabından ve [cehennem azabından] koru.”[1]
(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِحَيِّناَ، وَ مَيِّتِناَ، وَ شاَهِدِناَ، وَ غاَئِبِناَ ، وَ صَغِيرِناَ وَ كَبِيرِناَ، وَ ذَكَرِناَ وَ أُنْثاَناَ. اَللَّهُمَّ مَنْ أَحْيَيْتَهُ مِنَّا فَأَحْيِهِ عَلىَ اْلإِسْلاَمِ، وَ مَنْ تَوَفَّيْتَهُ مِنَّا فَتَوَفَّهُ عَلىَ اْلإيِمَانِ، اَللَّهُمَّ لاَ تَحْرِمْناَ أَجْرَهُ وَ لاَ تُضِلَّناَ بَعْدَهُ.))
157- (4/2) “Allahım!Dirimize ve ölümüze, küçüğümüze ve büyüğümüze, erkeğimize ve kadınımıza, hazır olanımıza ve olmayanımıza mağfiret eyle. Allahım! Bizden kimi yaşatırsan, onu İslâm üzere yaşat. Kimi de öldürürsen, onu îmân üzere öldür.Allahım! Onun ecrinden bizi mahrum etme ve bizi ondan sonra saptırma.”[2]
(( اَللَّهُمَّ إِنَّ فُلاَنَ بْنَ فُلاَنٍ فيِ ذِمَّتِكَ، وَ حَبْلِ جِواَرِكَ، فَقِهِ مِنْ فِتْنَةِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ النَّارِ، وَ أَنْتَ أَهْلُ الْوَفَاءِ وَالْحَقِّ. فَاغْفِرْ لَهُ وَ ارْحَمْهُ إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفوُرُ الرَّحِيمُ.))
158- (4/3) “Allahım! Falan oğlu falan senin emânet ve korumandadır. Onu,kabir fitnesinden ve cehennem azabından koru.Sen vefâ ve hak sahibisin. Onu bağışla ve ona merhamet et. Şüphesiz sen, çok bağışlayısın, çok merhametlisin.”[3]
(( اَللَّهُمَّ عَبْدُكَ وَابْنُ أَمَتِكَ اِحْتاَجَ إِلىَ رَحْمَتِكَ، وَ أَنْتَ غَنِيٌّ عَنْ عَذَابِهِ إِنْ كـاَنَ مُحْسِناً فَزِدْ فيِ حَسَناَتِهِ وَ إِنْ كاَنَ مُسِيئاً فَتَجاَوَزْ عَنْهُ.))
159- (4/4) “Allahım! Ben, senin kulunum.Rahmetine muhtaç olan kadın kulunun oğluyum.Sen ona azap etmek-ten müstağnisin. Eğer iyilik sahibi ise onun iyiliklerini artır.Eğer günahkâr ise, onu bağışla.”[4]
[1] Müslim, (2/663).
[2] İbn-i Mâce,(1/480),Ahmed (2/368);Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce, (1/252).
[3] İbn-i Mâce, Ebu Dâvud, (3/211); Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce, (1/251).
[4] Hâkim, sahih olduğunu söylemiş İmam Zehebi de muvafakat etmiştir, (1/359); Elbâni, Ahkâmu’l-cenâiz (s.125).