Hadis Arapça TürkçeSüneni Ebu Davud Hadisleri

Asabiyet Ve Ehva ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Ebu Davud

Başlık: FİTNELER HEVALAR VE İHTİLAFLAR BÖLÜMÜ

Konu: Asabiyet Ve Ehva
Ravi: Amr İbnu Ebi Kurre
Hadisin Arapçası:

وعن عمَرو بْنِ أبِى قرة قال: ]كَانَ حُذَيْفَةُ بِالْمَدَائِنِ يَذْكُرُ أشْيَاءَ قَالَهَا رَسُولُ اللّهِ #: ‘نَاسٍ مِنْ أصْحَابِهِ في الْغَضَبِ. فَيَنْطَلِقُ نَاسٌ مِمَّنْ سَمِعَ ذلِكَ مِنْ حُذَيْفَةَ فَيَأتُونَ سَلْمَانَ الْفَارِسِىُّ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما فَيَذْكُرُونَ ذلِكَ لَهُ. فَيَقُولُ: حُذَيْفَةُ أعْلَمُ بِمَا يَقُولُ. فَيَرْجِعُونَ الى حُذَيْفَةَ فَيَقُولُونَ لَهُ: قَدْ ذَكَرْنَا قَوْلَكَ لِسَلْمَانَ، فَمَا صَدَّقَكَ وََ كَذَّبَكَ. فأتَى حُذَيْفَةُ سَلْمَانَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: فقَالَ: مَا يَمْنَعُكَ أنْ تُصَدِّقَنِى فِيمَا سَمِعْتُ مِنْ رَسُولِ اللّهِ #؟ فقَالَ سَلْمَانَ: إنَّ رَسُولَ اللّهِ # كَانَ يَغْضَبُ فَيَقُولُ في الْغَضَبِ، وَيَرْضَى فَيَقُولُ في الرِّضَا. ثُمَّ قَالَ: يَا حُذَيْفَةُ! أمَا تَنْتَهِى حَتّى تُوَرِّثَ رِجَاً حُبَّ رِجَالٍ، وَرِجَاً بُغْضَ رِجَالٍ، وَحَتّى تُوَقِعَ اخْتَِفاً وَفُرْقَةً؛ وَلَقَدْ عَلِمْتَ أنَّ رَسُولَ اللّهِ # خَطَبَ فَقَالَ: اللَّهُمَّ إنِّى أتَّخِذُ عِنْدَكَ عَهْداً أيُّمَا رَجُلٍ مِنْ أُمَّتِى سَبَبْتُهُ سُبَّةً أوْ لَعَنْتُهُ في غَضَبِى فإنَّمَا أنَا مِنْ وَلَدِ آدَمَ أغْضَبُ كَمَا يَغْضَبُونَ وَإنَّمَا بَعَثْتَنِى رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ. فَاجْعَلْهَا عَلَيْهِمْ صََةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ، وَاللّهُ لَتَنْتَهِيَنَّ يَا حُذَيْفَةُ أوِ ‘كْتُبَنَّ الى عُمَرَ ابْنِ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه[. أخرجه أبو داود.

Hadisin Anlamı:

Huzeyfe Radıyallahu Anh Medain’de iken, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın öfke halinde, ashabından bazılarına sarfettiği sözleri anlatıyordu. Huzeyfe’den bunları işitenlerden bir kısmı Selman Radıyallahu Anh’a gelip, Huzeyfe’nin anlattıklarını kendisine söylüyorlardı. Selman da onlara: “Huzeyfe söylediğini daha iyi bilir!” diyordu. Onlar da tekrar Huzeyfe’nin yanına dönüp kendisine: “Biz senin söylediklerini Selman’a soruk. Ne tasdik etti ne de reddetti” dediler. Bunun üzerine Huzeyfe (sebze tarlasında bulunan) Selman Radıyallahu Anh’nın yanına gidip: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’dan işittiğim şeyler hususunda beni niye tasdik etmedin?” diye sordu. Selman da: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) öfkelenir ve öfkeli iken konuşurdu. Razı olur ve rıza halinde de konuşurdu!” cevabını verdi ve sonra devamla: “Ey Huzeyfe!” dedi, “sen, kalplerde, bir kısım insanlara sevgi, bir kısım insanlara buğz hasıl edip aralarında ihtilaf ve ayrılıklara sebep olan bu konuşmalardan vazgeçsen olmaz mı! Nitekim biliyorsun ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir gün) hutbesinde şöyle buyurmuştu: “Allahım! Ben senin katından bir garanti talep ediyorum: Ümmetimden kimi öfkeli halimde (haksız yere) sebbetmiş veya lanet etmiş [veya vurmuş veya incitmiş] isem -ki ben de ademoğluyum, tıpkı onların öfkelenmeleri gibi öfkelenirim. Halbuki sen beni alemlere rahmet olarak gönderdin- bu (haksız sözümü) o kimseler için kıyamet günü rahmet, [zekat, ecir, yakınlık vesilesi, tuhur] kıl. [Ta ki o vesile ile sana yaklaşsın!]” Ey Huzeyfe! Allah’a yemin olsun, ya bu konuşmalardan vazgeçeceksin, yahut da seni Ömer İbnu’l-Hattab Radıyallahu Anh’a yazıp şikayet edeceğim!”

Kaynak: Ebu Davud, Sünnet 11, (4659)

İlgili Makaleler