Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu: Al-i İmran Suresi
Ravi: İbnu Abbas
Hadisin Arapçası:
وعن أيضاً رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]كَانَ رَجُلٌ مِنَ ا‘نْصَارِ أسْلَمَ ثُمَّ ارْتَدَّ وَلَحِقَ بِدَارِ الشِّرْكِ ثُمَّ نَدِمَ فأرْسَلَ إلى قومِهِ سَلُوا لِى رَسُولُ اللّهِ #: هَلْ لِى مِنْ تَوْبَةٍ؟ فَجَاءَهُ قَوْمُهُ فَسأَلُوا رَسولَ اللّهِ # فَقَالُوا هَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ؟ فنزلت: كَيْفَ يَهْدِى اللّهُ قَوْماً كَفَرُوا بَعْدَ إيمَانِهِمْ إلى قولِهِ غَفُورٌ رَحِىمٌ. فأرْسَلَ إلَىْهِ فَأسْلَمَ[. أخرجه النسائى .
Hadisin Anlamı:
Ensar’dan bir zat Müslüman olmuştu, sonra tekrar irtidat edip müşriklerin yanına gitti. Bilahere yaptığından pişman olup, kabilesine: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e sorun, benim için tevbe imkanı var mı?” diye haber saldı. Kavmi de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelerek: Onun için tevbe etme şansı var mı?” diye sordular. Bunun üzerine şu ayet indi: “İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler, onlardan azab hafifletilmez, oların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder” (Al-i İmran 86-89). Ayeti ona gönderdi, O da Müslüman oldu.
Kaynak: Nesai, Tahrimü’d-Dem 15, (7, 107)