Başlık: AF VE MAĞFİRET BÖLÜMÜ
Konu: Af Ve Mağfiret Hakkında
Ravi: Ebu Hüreyre
Hadisin Arapçası:
وَعَنْ أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسولُ اللّهِ #: كَانَ فى بَنِي إسْرَائِيلَ رَجَُنٍ مُتَوَاخِيَانِ أحَدُهُمَا مُذْنِبٌ وَاŒخَرُ فِي الْعِبَادَةِ مُجْتَهِدٌ. فَكَانَ الْمُجْتَهِدُ َ يَزَالُ يَلْقى اŒخَرَ عَلى ذَنْبٍ. فَيَقُولُ: أقْصِرْ. فَوَجَدَهُ يَوْماً عَلى ذَنْبٍ. فقَالَ: أقْصِرْ. فقَالَ: خَلِّنِي وَرَبِّي، أبُعِثْتَ عَليَّ رَقِيباً؟ فقَالَ لَهُ: وَاللّهِ َ يَغْفِرُ اللّهُ لَكَ، أوْ قَالَ َ يُدْخِلُكَ الْجَنَّةَ. فقَبَض اللّهُ أرْوَاحَهُمَا فَاجْتَمَعَا عِنْدَ رَبَّ الْعَالَمِينَ. فقَالَ الرَّبُّ تَعالى لِلْمُجْتَهِدِ: أكُنْتَ عَلى مَا فِى يَدَيَّ قَادِراً؟ وَقََالَ لِلْمُذْنِبِ: اذْهَبْ فَادْخُلِ الْجَنَّةَ بِرَحْمَتِي، وقَالَ لِŒخَرِ: اذْهَبُوا بِهِ إلى النَّارِ قَالَ أبُو هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: تَكَلّم واللّهِ بِكَلِمَةٍ أوْ بَقَتْ دُنْيَاهُ وَآخِرَتَهُ[. أخرجه أبو داود.ومعنى »أوْبقت« أهلكت .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Beni İsrail’de birbirine zıd maksad güden iki kişi vardı: Biri günahkardı diğeri de ibadette gayret gösteriyordu. Abid olan diğerine günah işlerken rastlardı da: “Vazgeç!” derdi. Bir gün, yine onu günah üzerinde yakaladı. Yine, “vazgeç” dedi. Öbürü: “Beni Allah’la başbaşa bırak. Sen benim başıma müfettiş misin?” dedi. Öbürü: “Vallahi Allah seni mağfiret etmez. Veya: “Allah seni cennetine koymaz!” dedi. Bunun üzerine Allah ikisininde ruhlarını kabzetti. Bunlar Rabbülaleminin huzurunda bir araya geldiler. Allah Teala Hazretleri ibadette gayret edene: “Sen benim elimdekine kadir misin?” dedi. Günahkara da dönerek: “Git, rahmetimle cennete gir!” buyurdu. Diğeri için de: “Bunu ateşe götürün” emretti. Ebu Hüreyre Radıyallahu Anh der ki: “(Adamcağız Allah’ın gadabına dokunan münasebetsiz) bir kelime konuştu, bu kelime dünyasını da, ahiretini de heba etti.”
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 51, (4901)