YEMEK DUASI
Yüce Allah’ın verdiği sayısız nimetlerin şükrünü edâ
edebilmenin yollarından biri de yiyip içtikten sonra sözlü
olarak Allah’a hamd etmektir. Enes b. Mâlik (r.a.) diyor ki;
Resûlullah (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurdular:
“Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra
kendisine hamd eden kulundan razı ve hoşnut olur.” (Müslim,
Zikir, 89; Tirmizî, Et’ıme, 18)
Eğer başkaları yemek ikramında bulunursa; yiyip içtikten
sonra, Allah’a hamd ile beraber, o yemeği ikram edenlere
de dua etmek, yine sevgili peygamberimizin bizlere tavsiye
ettiği örnek bir davranıştır. Sahabeden Câbir (r.a.)’den
yapılan bir rivayete göre; “Ebû’l-Heysem bir yemek hazırladı.
Resûlullah (s.a.s.)’ı ve ashâbını dâvet etti. Hz. Peygamber
yemekten kalkınca, “Kardeşinizi mükâfatlandırın!”
buyurdu. Ashâb, “Mükâfatı da ne?” diye sordular. Efendimiz,
“Kişinin evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi ev
sâhibi için dua edilir. İşte bu onun mükâfatıdır” cevabını verdiler.
(Ebû Davud, Et’ıme, 55)
* Sahabeden Câbir (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)’ı şöyle buyururken
dinledim, demiştir:
“Kişi evine girerken ve yemek yerken besmele çekerse, şeytan
adamlarına, ‘Burada ne geceleyebilir ne de yemek yiyebilirsiniz’
der. Eğer o kimse eve girerken besmele çekmezse, şeytan
adamlarına, ‘Geceyi geçirecek bir yer buldunuz’ der. O şahıs
yemek yerken besmele çekmezse, şeytan kendi adamlarına, ‘Hem
barınacak yer hem de yiyecek yemek buldunuz’ der.” (Müslim, Eşribe,
103; Ebû Davud, Et’ıme, 15; İbn Mâce, Dua, 19)
* Peygamberimizin eşi Âişe (r.a.), Resûlullah (s.a.s)’ın
şöyle buyurduğunu söyledi: “Biriniz yemek yerken besmele
çeksin. Şayet yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutursa, hatırladığı
anda ‘baştan sona bismillah’ desin.” (Ebû Davud, Et’ıme, 15;
Tirmizî, Et’ıme 47)
* Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) anlatıyor: Hz.
Peygamber (s.a.s.), bir şey yiyip içtikten sonra şu duayı
okurdu:
اَلْحَمْدُ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَسَقَانَا وَجَعَلَنَا مُسْلِمِينَ اَلْحَمْدُ حَمْدًا كَثٖيرًا طَيِّبًا مُبَارَكًا فٖيهِ غَيْرَ مَكْفِيٍّ وَلاَمُوَدَّعٍ وَلاَ مُسْتَغْنًي
عَنْهُ رَبَّنَا اَلْحَمْدُ الَّذٖى أَطْعَمَنٖي هٰذَا الطَّعَامَ وَرَزَقَنٖيهِ مِنْ غَيْرِ
حَوْلٍ مِنّٖى وَلآ قُوَّةٍ
Okunuşu: “Elhamdü lillâhillezî et’amenâ ve sekânâ ve
ce’alenâ müslimîn.
Elhamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mübâreken
fîhi, ğayra mekfiyyin ve lâ müvedde’ın ve lâ müsteğnen /
anhü Rabbenâ.
Elhamdü lillâhillezî et‘amenî hâza’t-ta’âme ve razakanîhi
min ğayri havlin minnî ve lâ kuvvetin.”
Anlamı: “Bize yedirip içiren ve bizi Müslümanlardan kılan
Allah’a hamdolsun.” (Tirmizî, De’avât, 56; Ebû Dâvud, Et’ıme, 52)
“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan,
huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd
ile hamd ederiz.” (Buhârî, Et’ıme, 54; Ebû Davud, Et’ıme, 52 )
“Bu yiyeceği bana yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet
olmadan bunu bana rızık kılan Allah’a hamd olsun, derse
geçmiş günahları affolunur.” (Ebû Dâvud, Libâs, 1; Tirmizî, De’avât 56)
Muâz İbn Enes (r.a) diyor ki; Resûlullah (s.a.s.) şöyle
buyurdu: “Kim bir şey yer ve;
اَلْحَمْدُ الَّذٖى أَطْعَمَنٖي هٰذَا الطَّعَامَ وَرَزَقَنٖيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنّٖى
وَلآ قُوَّةٍ
Okunuşu: “Elhamdü lillâhillezî et‘amenî hâza’t-taâme
ve razakanîhi min ğayri havlin velâ kuvvetin.”
Anlamı: “Bu yiyeceği bana yediren ve tarafımdan hiçbir
güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah’a hamdolsun”,
derse geçmiş günahları affolunur.” (Ebû Dâvud, Libâs 1;
Tirmizî, De’avât, 56; İbn Mâce, Et’ıme, 16)
Hz. Enes (r.a.), diyor ki; “Resûlullah (s.a.s.), Sa’d İbn
Ubâde’nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti. Sonunda
şöyle bir dua buyurdu:
أَفْطَرَ عِنْدَكُمُ الصَّائِمُونَ وَأَكَلَ طَعَامَكُمُ اْلأَبْرَارُ وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ
اْلمَلاَئِكَةُ
Okunuşu: “Eftara ’ındekümü’s-sâimûne ve ekele ta’âmekümü’l-
ebrâru ve sallet aleykümü’l-melâiketü.”
Anlamı: “Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizden
ebrarlar (salihler-iyi insanlar) yesin, üzerinize melekler dua
etsin.” (Ebû Dâvud, Et’ıme, 54)
Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:
“Bizleri yokken var eden, bizlere yedirip-