Hadis Arapça TürkçeSahihi Müslim HadisleriSüneni Tirmizi Hadisleri

Mev’izeler (Öğütler) Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Müslim Tirmizi

Başlık: MEV’İZELER (ÖĞÜTLER) BÖLÜMÜ

Konu: Mev’izeler (Öğütler) Hakkında
Ravi: Ebu İdris el-Havlani
Hadisin Arapçası:

وعن أبي إدْرىسِ الْخَوَْنِى عَنْ أبي ذَرٍّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ # فِيمَا يَرْوِى عَنْ ربِّهِ عَزَّ وَجَلَّ أنَّهُ قَالَ: يَا عِبَادِي إنِّي حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلى نَفْسِي، وَجَعلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّماً، فََ تَظَالَمُوا. يَا عِبَادِي كُلُّكُمْ ضَالٌّ إَّ مَنْ هَدَيْتُهُ فَاسْتَهْدُونِي أهْدِكُمْ. يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ جَائِعٌ اَِّ مَنْ أطْعَمْتُهُ، فَاسْتَطْعِمُونِي أطْعِمُكُمْ. يَا عِبَادِي كُلُّكُمْ عَارٍ إَّ مَنْ كَسَوْتُهُ، فَاسْتَكْسُونِي أكَسِكُمْ. يَا عِبَادِي إنَّكُمْ تُخْطِئُونَ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ، وَأنَا أغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعاً فَاسْتَغْفِرُونِى أغْفِرْ لَكُمْ. يَا عِبَادِى، إنَّكُمْ لَنْ تَبْلُغُوا ضُرِّي فَتَضُرُّونِي. وَلَنْ تَبْلُغُوا نَفْعِي فَتَنْفَعُونِي. يَا عِبَادِي، لَوْ أنَّ أوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلى أتَقِى قَلْبِ رَجُلٍ وَاحِدٍ مِنْكُمْ مَازَادَ ذلِكَ في مُلْكِي شَيْئاً. يَا عِبَادِي لَوْ أنَّ أوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإنْسَكُمْ وِجِنَّكُمْ كَانُوا عَلى أفْجَرِ قَلْبِ رَجُلٍ وَاحِدٍ مِنْكُمْ مَا نَقَصَ ذلِكَ مِنْ مُلْكِي شَيْئاً. يَا عِبَادِي، لَوْ أنَّ أوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وإنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ قَامُوا في صَعِيدٍ وَاحِدٍ وَسَألُونِى، فَأعْطَيْتُ كُلَّ إنْسَانٍ مَسْألَتَهُ، مَا نَقَصَ ذلِكَ مِمَّا عِنْدِي إَّ كَمَا يَنْقُصُ الْمِخْيَطُ إذَا أُدْخِلَ فِي الْبَحْرِ. يَا عِبَادِي، إنَّمَا هِيَ أعْمَالُكُمْ أُحْصِيهَا لَكُمْ، ثُمَّ أُوَفِّيكُمْ إيَّاهَا. فَمَنْ وَجَدَ خَيْراً فَلْيَحْمَدَ اللّهَ وَمَنْ وَجَدَ غَيْرَ ذلِكَ فََ يَلُومَنَّ إَّ نَفْسَهُ[. أخرجه مسلم والترمذي . »الصَّعيدُ« وجه ا‘رض، وقيل التراب وحده.و»الخيطُ« بكسر الميم ا“برة .

Hadisin Anlamı:

Ebu İdris el-Havlani, Ebu Zerr Radıyallahu Anh’den anlatıyor: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), aziz ve celil olan Rabbinden naklen anlattığına göre, Rabb Teala şöyle buyurmuştur: “Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin. Ey kullarım! Hidayet verdiklerim dışında hepiniz dall (doğru yoldan sapmışlar)sınız. Öyleyse benden hidayet isteyin de sizi hidayet edeyim! Ey kullarım! Benim yedirdiklerim hariç, hepiniz açlarsınız. Öyleyse benden yiyecek isteyin de size yiyecek vereyim! Ey kullarım! Benim giydirdiklerim hariç hepiniz çıplaklarsınız! Öyleyse benden giyinme talep edin de sizleri giydireyim! Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hata işliyorsunuz. Ben ise bütün günahları affederim. Öyleyse benden mağfiret talep edin de sizleri bağışlayayım. Ey kullarım! Bana zarar verme mevkiine ulaşamazsınız ki bana zarar veresiniz! Bana fayda sağlama mertebesine de ulaşamazsınız ki bana menfaat sağlayasınız. Ey kullarım! Şayet sizlerin öncekileri, sonrakileri, insi olanları, cinni olanları hepsi de sizden en muttaki bir insanın kalbi üzere olsaydınız, bu benim mülkümde hiç bir şeyi zerre miktar artırmazdı. Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insi olanlarınız, cinni olanlarınız sizden en facir bir kimsenin kalbi üzere olsaydınız, bu benim mülkümden zerre kadar bir eksiklik hasıl etmezdi. Ey kullarım! Eğer sizlerin öncekileri ve sonrakileri, insi olanları, cinni olanları bir düzlükte toplanıp bana talepte bulunsay diniz, ben de her insana istediğini verseydim, bu, benim nezdimde olandan, iğnenin denize batırıldığı zaman hasıl ettiği eksilme kadar bir noksanlık ancak meydana getirirdi. Ey kullarım! Bunlar sizin amelleriniz, onları sizin için sayıyorum. Sonra bunların karşılığını size ödeyeceğim. Öyleyse sizden kim bir hayırla karşılaşırsa Allah’a hamd etsin. Kim de hayır değil de başka bir şey bulursa, kendinden başka bir şeyi levmetmesin (kınamasın, başına geleni kendinden bilsin).”

Kaynak: Müslim, Birr 55, (2577), Tirmizi, Kıyamet 49, (2497)

İlgili Makaleler