Cennetlikler Ve Cehennemlikler ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Buhari Müslim
Başlık: KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ
Konu: Cennetlikler Ve Cehennemlikler
Ravi: el-Hudri
Hadisin Arapçası:
وعن الْخدري رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: تَكُونُ ا‘رْضُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ خُبْزَةً وَاحِدَةً يَتَكَفّاهَا الْجَبَّارُ بِيَدِهِ كَمَا يَتَكَفّى أحَدُكُمْ خُبْزَتَهُ في السُّفَرِ نُزُوً ‘هْلِ الْجَنَّةِ. فأتَى رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ، فقَالَ: بَارَكَ الرَّحْمنُ عَلَيْكَ يَا أبَا الْقَاسِمِ. أَ أُخْبِرُكَ بِنُزُولِ أهْلِ الْجَنَّةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ؟ قَالَ: بَلى. قَالَ: تَكُونُ ا‘رْضُ خُبْزَةً وَاحِدَةً كَمَا قَالَ رَسُولُ اللّهِ # فَنَظَرَ النّبِىُّ # إلَيْنَا. ثُمَّ ضَحِكَ حَتّى بَدَتْ نَوَاجِذُهُ. ثُمَّ قَالَ: أَ أُخْبِرُكَ بِإدامِهِمْ؟ قَالَ: بَلى. قَالَ: بامٌ وَنُونٌ. قَالَ: وَمَا هذَا قَالَ: ثَوْرٌ وَنُونٌ، يَأكُلُ مِنْ زَائِدَةِ كَبِدِهِمَا سَبْعُونَ ألْفاً[. أخرجه الشيخان.»يتكفّاها« أي يقلبها ويميلها.»الجبّارُ« من أسماء اللّه تعالى.و»النُّزُولُ« ما يعدّ للضيف من طعام وشراب.و»النّواجِذُ« ا‘نياب.و»بَاَمُ« الثور كما فسره في متن الحديث، ولعل اللفظة عبرانية.و»النُّون« الحوت وهو عربي .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Kıyamet günü arz, tek bir çörek olacak. Cebbar (olan Allah Teala hazretleri), onu, cennetliklere azık olarak elinde çevirecektir, tıpkı sizin sefer sırasında çöreğinizi çevirdiğiniz gibi!” Bu sırada bir Yahudi gelerek: “Ey Ebu’l-Kasım! Rahman (olan) Allah seni mübarek kılsın! Kıyamet günü cennet ehlinin (iştah açıcı) ikramı ne olacak haber vereyim mi?” dedi. Efendimiz: “Söyle bakalım!” buyurdular. Adam, tıpkı Aleyhissalatu vesselam’ın söylediği gibi: “Arz, tek bir çörek olur!” dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize baktılar. Sonra azı dişleri görününceye kadar tebessüm buyurdular ve: “Peki cennet ehlinin katıklarını sana haber vereyim mi?” dediler. Adam: “Buyurun!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Balam ve nun!” buyurdular. Adam: “Bu nedir?” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Öküz ve balıktır. Bunların ciğerlerinin kenarından yetmiş bin kişi yer” buyurdular.
Kaynak: Buhari, Rikak 44, Müslim, Münfikun 30, (2792)