Hadis Arapça TürkçeSüneni Ebu Davud HadisleriSüneni İbn Mace HadisleriSüneni Tirmizi Hadisleri

İstiğfar, Tesbih, Tehlil, Tekbir, Tahmid Ve Havkale ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Ebu Davud Tirmizi İbni Mace

Başlık: DUA BÖLÜMÜ

Konu: İstiğfar, Tesbih, Tehlil, Tekbir, Tahmid Ve Havkale
Ravi: Esma İbnu’l-Hakem el-Fezari
Hadisin Arapçası:

وعن أسماء بن الحكم الفزارى رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]سَمِعْتُ عَلِيّاً رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ يَقُولُ: كُنْتُ إذَا سَمِعْتُ حَدِيثاً مِنْ رسُولِ اللّهِ # نَفَعَنِى اللّهُ تَعَالَى بِمَا شَاءَ أنْ يَنْفَعَنِى مِنْهُ، وَإذَا حَدَّثَنِى رَجُلٌ عَنْهُ اسْتَحْلَفْتُهُ، فَإذَا حَلَفَ لِى صَدَّقْتُهُ، وَإنَّهُ حَدَّثَنِى أبُو بَكْرٍ الصِّدِّيقُ رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ، وَصَدَقَ أبُو بَكْر قَالَ: سَمِعْتُ رسُولَ اللّهِ # يَقُولُ: مَا مِنْ رَجُلٍ يُذْنِبُ ذَنْباً، ثُمَّ يَقُولُ فَيَتَطَهَّرُ وَيُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ، ثُمَّ يَسْتَغْفِرُ اللّهَ تَعَالى إّ غَفَرَ لَهُ، ثُمَّ قَرَأَ: وَالَّذِينَ إذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أوْ ظَلَمُوا أنْفُسَهُمْ ذََكَرُوا اللّهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ. اŒية[. أخرجه أبو داود والترمذي.

Hadisin Anlamı:

Hazreti Ali’yi dinledim, şöyle demişti: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’dan bir hadis dinledim mi, Allah Teala hazretlerinin faydalanmamı dilediği kadar ondan istifade ediyordum. Şayet bir adam O’andan hadis rivayet edecek olsa (gerçekten duydun mu diye) yemin ettiriyordum. Yemin edince onu tasdik edip rivayetini kabul ediyordum.” Hazreti Ebu Bekri’s-Sıddik Radıyallahu Anh bana şu hadisi rivayet etti ve bu rivayetinde Ebu Bekir doğru söyledi: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ı dinledim, demişti ki: “Günah işleyip arkasından kalkıp abdest alarak iki rek’at namaz kılan sonra da Allah Teala hazretlerine tevbe eden her insan mutlaka mağfiret olunur.” Sonra da şu ayeti okudu. (Mealen): “Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı zikrederler, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah’tan başka bağışlayan kim vardır? (Al-i İmran 135).

Kaynak: Tirmizi, Tefsir Al-i İmran, (3009), Ebu Davud, Salat 361, (1521), İbnu Mace, İkametu’s-Salat 193, (1395)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu