Emr-i Bi’l Ma’ruf Ve Nehy-i Ani’l-Münker Bölümü ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Ebu Davud Tirmizi İbni Mace
Başlık: İMAN VE İSLAM HAKKINDA
Konu: Emr-i Bi’l Ma’ruf Ve Nehy-i Ani’l-Münker Bölümü
Ravi: İbnu Mes’ud
Hadisin Arapçası:
وعنهُ رَضِىَ اللّهُ عنهُ قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ #: ]لَمَّا وَقَعَتْ بَنُوا إسْرائيلَ في المعاصى نَهْتهمْ علماؤُهمْ فلَم ينتهُوا فجالسُوهمْ وواكلُوهمْ وشاربُوهمْ فضربَ اللّهُ تعالى قلوبَ بعضِهم ببعضٍ ولعَنَهم على لِسانِ داودَ )اŒية(، ثمّ جلَسَ وَكَانَ متّكئاً فقَال : وَالَّذِى نفسى بِيدِهِ حتّى تأطُروهم على الحقِّ إطراً[. ومعنى »تأطروهم« تعطفوهم وتردوهم .
Hadisin Anlamı:
Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “İsrailoğulları bir kısım günahlar işlemeye başlayınca alimleri onları bu işlerden menettiler. Ancak onlar dinlemediler, vazgeçmediler. Zamanla alimler de onlarla oturmaya, dayanışmaya ve beraber içmeye başladılar. Allah da bunun üzerine, berikinin dalaletini öbürüne katarak, biriyle diğerinin küfrünü artırdı. “Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle onları lanetledi…” (Maide, 78) Sonra, ayakta bulunan Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oturarak sözünü tamamladı: “Hayır, nefsimi kudret elinde tutan Zat’a yemin ederim, onları hak adına kötülüklerden men etmezseniz (siz de rızaya eremezsiniz)”.
Kaynak: Ebu Davud, Melahim 17, (4336), Tirmizi, Tefsir, Maide (8050), İbnu Mace, Fiten 20, (4006)