2) Dini Tahrif Etmek:
En son ve en mükemmel din olan İslam’a ondan
olmayan bazı unsurları ilave ya da ondan olan bazı hususları ondan koparmak dini
tahrif etmek demektir. Bilinmelidir ki İslam’ın, hiç kimsenin yalanına ihtiyacı
yoktur.
[1]
Hz. Peygamber’in söylemediği bir sözü ona nisbet
etmek veya onun ağzından yalan uydurmak dinin esaslarının değiştirilmesi
demektir. Helalı haram, haramı helal göstermeye kadar varabilir. Bu ise İslam
Dininde olmayan şeyleri var, olanları da yok göstermekle birdir. Söz gelişi bir
uydurma hadiste Hz. Peygamber’in şunları söylediği iddia edilir: “Dünya ahiret
ehline haramdır. Ahiret dünya ehline haramdır. Hem dünya hem ahiret Allah ehline
haramdır.” Bu ve benzeri yüzlerce uydurma hadisin müslümanların dünyadan el etek
çekip tek taraflı bir zühd hayatı yaşamalarının başlıca sebepleri arasında
olduğu söylenebilir. Oysa Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Allah’ın sana verdiği (nimetler) de ahiret
yurdunu gözet; dünyadan da nasibini unutma.”
“Yer yüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan
O’dur.”
“De ki Allah’ın kulları için yarattığı zineti ve
temiz rızıkları haram kılan kimdir? Bunlar dünya hayatında mü’minlerindir;
kıyamet gününde de yalnız onlar içindir, de.”
Demek oluyor ki uydurma hadisler müslümanlara
yanlış bir dünya görüşü aşılamıştır. İslam aleminin ekonomik bakımdan geri
kalmasının en önemli sebeplerinden birisi de bu eksik dünya görüşüdür,
denilebilir.
[2]