Facir, ahlaksız فَاجِرًا |
Facirler, günahkarlar فُجَّار |
Facirler, günahkarlar فَجَرَةُ |
Fakat ben لَكِنِّي |
Fakat ben وَلَكِنِّي |
Fakat biz لَكِنَّا |
Fakat biz وَلَكِنَّا |
Fakat o لَكِنَّهُ |
Fakat o وَلَكِنَّهُ |
Fakat onlar وَلَكِنَّهُمْ |
Fakat siz لَكِنَّكُم |
Fakat siz وَلَكِنَّكُمْ |
Fakat, lakin لكِنَّ |
Fakat, lakin لَكِنَّ 4 لكِنْ |
Fakir عَائِلاً |
Fakir فَقِيرًا 4 فَقِيرٌ |
Fakirler için, fakirlere لِلْفُقَرَاءِ |
Fakirler فُقَرَاء |
Fakirlik اِمْلاقٍ |
Fakirlik عَيْلَةٌ |
Fakirlik فَقْرَ |
Fani فَانٍ |
Fark gözettim, ayırdım فَرَّقْتُ |
Fark gözettin, ayırdın فَرَّقْتَ |
Farklı olanlar, ihtilaf edenler مُخْتَلِفُونَ |
Farklı olanlar, ihtilaf edenler مُخْتَلِفِينَ |
Farklı مُخْتَلِفًا 4 مُخْتَلِفٌ |
Farz kılınmıs مَفْرُوضاً |
Farz kılmanız, belirlemeniz تَفْرِضُواْ |
Farz oldu, vazife oldu فَرَضَ |
Fasıklar فَاسِقُونَ |
Fasıklar فَاسِقِينَ |
Fasıklık yaparsınız تَفْسُقُونَ |
Fayda verdi (ds) اَغْنَتْ |
Fayda verdi نَفَعَ |
Fayda verdi نَفَعَتِ |
Fayda verir تُغْنِيَ 4 تُغْنِي |
Fayda verir تَنْفَعُ |
Fayda verir يَنْفَعُ |
Fayda veririm, savarım اُغْنِي |
Fayda vermeleri (ikil) يُغْنِيَا |
Fayda vermeleri يُغْنُوا |
Fayda vermesi تُغْنِ |
Fayda نَفَعٌ |
Fayda, kolaylık مِرْفَقاً |
Fayda, menfaat نَفْعٌنَفْعاً |
Faydalandı اِسْتَمْتَعَ |
Faydalandı تَمَتَّعَ |
Faydalandılar اِسْتَمْتَعُواْ |
Faydalandılar فَاسْتَمْتَعُوا |
Faydalandınız اِسْتَمْتَعْتُم |
Faydalandınız فَاسْتَمْتَعْتُمْ |
Faydalandıracağız سَنُمَتِّعُ |
Faydalandırılırlar يُمَتَّعُونَ |
Faydalandırılırsınız تُمَتَّعُونَ |
Faydalandırır يُمَتِّعْ |
Faydalanın تَمَتَّعُوا |
Faydalanırlar يَتَمَتَّعُونَ |
Faydalanmaları için لِيَتَمَتَّعُوا |
Faydalanmaları يَتَمَتَّعُواْ |
Faydalanması تَمَتَّع |
Faydalanması تَمَتَّعْ |
Faydalar, menfaatler مَنَافِعُ |
Faziletli بَرَرَةٍ |
Faziletlilik, lutfetme تَفْضِيلاً |
Fazl, ihsan فَضْلاً 4 فَضْلٌ |
Fecir فَجْر |
Feda etti, fidye verdi اِفْتَدَتْ |
Feda etti, fidye verdi اِفْتَدَى |
Feda ettiler, fidye verdiler اِفْتَدَوْا |
Felaket دَائِرَةٌ |
Felaket طَامَّةُ |
Felaket, kapı çalan قَارِعَةٌ |
Felaketli اِدّاً |
Feryat eder يَسْتَصْرِخُ |
Feryat ederler يَجْاَرُونَ |
Feryat ederler يَصْطَرِخُونَ |
Fesada gitti, bozuldu (ikil) فَسَدَتَا |
Fesada gitti, bozuldu فَسَدَتِ |
Fesat çıkarır, bozgunculuk yapar يُفْسِدُ |
Fetih istemeniz تَسْتَفْتِحُوا |
Fetih isterler يَسْتَفْتِحُونَ |
Fetih, zafer, açma فَتْحًا 4 فَتْحٌ |
Fetva istedi اِسْتَفْتٰي |
Fetva isterler يَسْتَفْتُونَ |
Fetva istersiniz (ikil) تَسْتَفْتِيَانِ |
Fetva verdi, hüküm verdi اَفْتٰي |
Fetva verir يُفْتِي |
Fırka, grup فِرْقَةٍ |
Fırtına esti عَصَفَ |
Fısıldamanız, gizli konusmanız تَنَاجَوْا |
Fısıldar يَتَخَافَتُ |
Fısıldarlar يَتَخَافَتُونَ |
Fısıldarlar, ilham ederler لَيُوحُونَ |
Fısıldastınız تَنَاجَيْتُمْ |
Fısıltı رِكْزًا |
Fısk, günah فِسْقًا 4 فِسْقٌ |
Fıskı فَرْثٍ |
Fıskırdı اِنبَجَسَتْ |
Fıskırdı اِنفَجَرَتْ |
Fıskırdı فَانْبَجَسَتْ |
Fıskırdı فَانفَجَرَت |
Fıskırma, yarılma تَفْجِيراً |
Fıskırtıldı فُجِّرَتْ |
Fıskırtıp akıtır يُفَجِّرُونَ |
Fıskırtman, akıtman تُفَجِّرَ |
Fıskırtman, akıtman تَفْجُرَ |
Fıskırttık فَجَّرْنَا |
Fısklar, günahlar فُسُوق |
Fidye olarak verirdi لَافْتَدَتْ |
Fidye olarak verirlerdi لَافْتَدَوْا |
Fidye verir يَفْتَدِي |
Fidye vermeleri için لِيَفْتَدُوا |
Fidye vermeleri يَفْتَدُواْ |
Fidye فِدَاء |
Fidye فَدِيَة |
Fiil فِعْل |
Fil فِيل |
Filan kisi فُلانًا |
Filizi ُ3 شَطْاَ 4 شَطْئَهُ |
Firavun فِرْعَوْن |
Firavuna لِفِرْعَوْنَ |
Firdevs cenneti فِرْدَوْس |
Fitne, bozgunculuk خَبَالاً |
Fitnelenmis, delirmis مَفْتُونُ |
Fitneye düsürenler فَاتِنِينَ |
Fiyat, değer, paha ثَمَنٍ |
Fiyat, değer, paha ثَمَنًا |
Fiziki arzu اِرْبَةِ |
Fuhus بِغَاءِ |