7- Vasiyye (Vasiyet):
Ölmek veya seyahata çıkmak üzere olan hocanın,
rivâyet izninden söz etmeksizin, rivayet ettiği hadisleri ihtiva eden kitap veya
cüz’ü öğrencilerinden birine vasiyyet ederek bırakmasına denilir. Bu bırakışta
zımnî bir rivayet izni vardır diyerek bu yolla elde edilen hadislerin rivâyetini
câiz görenler bulunmakla birlikte, çokları bunu kabul etmezler.
[1]
Seleften -İbnu Sîrin, Ebu Kitâbe gibi bazıları
musâ-leh’in (kendisine vasiyet edilen kimse), kendisine vasiyet edilen bu
kitaptaki hadisleri rivayet edebileceğini söylemiştir. İbnu’s-Salâh bunu
“gerçekten oldukça uzak bir te’vîl” olarak tavsîf eder. İbnu Ebi’d-Dem
(642/1244) İbnu’s-Salâh’a karşı çıkarak “Vasiyye mertebece vicâdeden hilafsız
daha üstün bir tahammül yoludur. Şâfiî başta, bir çokları nezdinde ma’mulün bîh
(amel olunan, tatbik edilen) bir hadis tahammül metodudur” der. Bu görüş
esastır.
[2]