Öğretmenler (Muallimûne)
| مُعَلِّمُونَ
| Öğretmen (Muallim)
| مُعَلِّمٌ
| |
Öğretmenler (Muderrisûne)
| مُدَرِّسُونَ
| Öğretmen (Muderris)
| مُدَرِّسٌ
| |
Mühendisler (Muhendisûne)
| مُهَنْدِسُونَ
| Mühendis (Muhendis)
| مُهَنْدِسٌ
| |
Müslümanlar (Muslimûne)
| مُسْلِمُونَ
| Müslüman (Muslim)
| مُسْلِمٌ
| |
İman edenler (Mu’minûne)
| مُؤمِنُونَ
| İman eden (Mu’min)
| مُؤمِنٌ
| |
Müşrikler (Muşrikûne)
| مُشْرِكُونَ
| Müşrik (Muşrik)
| مُشْرِك
| |
Kâfirler (Kâfirûne)
| كَافِرُونَ
| Kâfir (Kâfir)
| كَافِرٌ
| |
İyi insanlar (Sâlihûne)
| صَالِحُونَ
| İyi insan (Sâlih)
| صَالِح
| |
Zulmedenler (Zâlimûne)
| ظَالِمُونَ
| Zulmeden (Zâlim)
| ظَالِم
| |
Memurlar (Muvazzafûne)
| مُوَظَّفُونَ
| Memur (Muvazzaf)
| مُوَظَّف
| |
Aşçılar (Tabbâhûne)
| طَبَّاخُونَ
| Aşçı (Tabbâh)
| طَبَّاخ
| |
Müdürler (Mudîrûne)
| مُدِيرُونَ
| Müdür (Mudîr)
| مُدِير
| |
Sanatçılar (Fennânûne)
| فَنَّانُونَ
| Sanatçı (Fennân)
| فَنَّان
| |
Mısırlılar (Mısriyyûne)
| مِصْرِيُّونَ
| Mısırlı erkek (Mısriyy)
| مِصْرِيّ
| |
Iraklılar (Irâkiyyûne)
| عِرَاقِـيُّونَ
| Iraklı erkek (Irâkiyy)
| عِرَاقِيّ
|
KURALSIZ ERİL ÇOĞULLAR
Bazı eril isimler üstteki kurala uymazlar. Kelimelerin tekilinin şekli değiştirilerek çoğul hale gelir. Sözlüğe bakarak öğrenilir.
Profesörler (Esâtize) | أَسَاتِذة | Profesör (Ustâz) | أُسْتَاذ | |
Öğrenciler (Tullâb) | طُلَّاب | Öğrenci (Tâlib) | طَالِب | |
Öğrenciler (Telâmîz) | تَلَامِيذ | Öğrenci (Tilmîz) | تِلْمِيذ | |
Oğlanlar (Evlâd) | أَوْلَاد | Oğlan çocuk (Veled) | وَلَد | |
Doktorlar (Etibbâ’) | أَطِبَّاء | Doktor (Tabîb) | طَبِيب | |
İmamlar (Eimme) | أَئِمَّة | İmâm (İmâm) | إِمَام | |
Adamlar (Ricâl) | رِجَال | Adam (Racul) | رَجُل | |
Bilginler (Ulemâ’) | عُلَمَاءُ | Bilgin (Âlim) | عَالِم | |
Bakanlar (Vuzerâ’) | وُزَرَاءُ | Bakan (Vezîr) | وَزِير | |
Başkanlar (Ruesâ’) | رُؤسَاء | Başkan (Reîs) | رَئِيس | |
Erkek torunlar (Ahfâd) | أَحْفَاد | Erkek torun (Hafîd) | حَفِيد | |
Bebekler, çocuklar (Etfâl) | أَطْفَال | Bebek, çocuk (Tıfl) | طِفْل | |
Dedeler (Ecdâd) | أَجْدَاد | Dede (Cedd) | جَدّ | |
Babalar (Âbâ’) | آبَاء | Baba (Eb) | أَب | |
İşçiler (Ummâl) | عُمَّال | İşçi (Âmil) | عَامِل | |
Hakemler (Hukkam) | حُكَّام | Hakem (Hakem) | حَكَم |
A) Kurallı eril kelimeler, cümlede (ismin yalın halinde) ve özne olarak gelirse,
sonu (ûne) olarak biten şekli kullanılır.
1. İsim cümlesinde kullanımı:
Müslümanlar camidedir. | El- muslimûne fi’l-mescid | اَلْمُسْلِمُونَ فِي الْمَسْجِدِ |
2. Fiil cümlesinde kullanımı:
Müslümanlar gitti | Zehebe’l-muslimûne | ذَهَبَ الْمُسْلِمُونَ |
B) Bu kelimeler, cümlede (ismin -i, -e, -de, -den hali ve iyelik halinde) olarak kullanılacaksa üstteki şekilleri kullanılmaz.
( ون) (ûne) ekindeki (vav) harfi atılarak (uzatma ye’si) konur ve kelimenin sonu ( ين) (îne) olarak okunur.
1. İsmin –i hali:
Müslümanları gördüm. | Raeytu’l-muslimîne | رَأَيْتُ الْمُسْلِمِينَ |
2. İsmin –e hali:
Müslümanlara baktım. | Nazartu ile’l-muslimîne | نَظَرْتُ إِلَى الْمُسْلِمِينَ |
3. İsmin –de hali:
Müslümanlarda | Fi’l-muslimîne | فِي الْمُسْلِمِينَ |
4. İsmin –den hali:
Müslümanlardan | Mine’l-muslimîne | مِنَ الْمُسْلِمِينَ |
5. İyelik hali (Arapça isim tamlamasında, soldaki kelime olunca)
Müslümanların kitabı | Kitâbu’l-muslimîne | كِتَابُ الْمُسْلِمِينَ |
KELİMELERİN ÇOĞULLARINI SÖZLÜKTE BULMAK:
Kurallı eril kelimelerin çoğulları sözlükte ( ج ــون ) olarak gösterilir. Cim harfi (Çoğul:cemi جمع) kelimesini simgeler.
Eğer kurala uymayan bir kelime ise, çoğulu parantez içinde ayrı bir kelime olarak verilir.
Örnek:
1. مُعَلِّم kelimesi kurala uyan bir kelimedir. Yanına ( ج ــون) konmuş. Yani bu kelimenin sonuna (ــون) ekleyip çoğul yaparız.
مُعَلِّمُون(Muallimûne) Erkek hocalar (ilkokul hocaları)
2. مُدَرِّس kelimesi kurala uyan bir kelimedir. Yanına ( ج ــون ) konmuş. Yani bu kelimenin sonuna (ــون) ekleyip çoğul yaparız.
مُدَرِّسُون(Muderrisûne) Erkek hocalar
3. أُسْتَاذkelimesi kurala uymayan bir kelimedir. Yanına (أَسَاتذة) konmuş. Yani bu kelimenin çoğuludur. (ـون) ile çoğul yapılmaz.
أَسَاتذة: (Esâtize) Öğretmenler, profesörler