Diyanet isleri Baskanligi

Hac Personeli Seçiminde Şaibe Açıklaması

Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulu’nda, milletvekillerinin sözlü sorularını yanıtladı. 

Bozdağ, hac ve umre organizasyonlarının çeşitli kademelerinde görevlendirilecek personelin seçimine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kriterleri içeren talimat düzenlediğini belirtti. 

Personelin, oluşturulan bir kurul tarafından mülakat ve değerlendirmeye tabi tutulduğunu ifade eden Bozdağ, ”Belirlenen kriterlere haiz olan personel arasından seçim yapılıyor. 

 

Hac ve umre organizasyonlarında görevlendirilen personelin seçiminde siyasi tercihlerin öne çıktığı ve AK Parti’ye yakın olanlara öncelik verildiği iddiaları asılsız ve gerçek dışıdır” diye konuştu. 

Seçilen personel ile ilgili görev yaptıkları döneme ilişkin ulaşan şikayetlerin de titizlikle incelendiğini ifade eden Bozdağ, haklı bulunan şikayetlerin muhatabı personel hakkında ilgili disiplin hükümlerinin uygulandığını söyledi. 

Sözleşmeli Kur’an-ı Kerim kursu öğreticilerin sosyal haklarının bulunmadığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Bozdağ, öğreticilerin, diğer sözleşmeli personelin haiz olduğu tüm hakları kullandığını ifade etti. Bu personele ilişkin herhangi bir ayrımın söz konusu olmadığını belirten Bozdağ, ”Hükümetimiz tarafından genel olarak sözleşmeli personel lehinde çalışmalar yapıldı’‘ dedi. 

Bozdağ, bir başka soruyu yanıtlarken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, hac ve umre organizasyonlarında kar etme, kazanç sağlama gibi bir amaç ve düşüncesi bulunmadığını söyledi. 

Hac ve umre ücretlerini etkileyen en önemli unsurun yurtdışı harcamaları olduğuna dikkati çeken Bozdağ, Mekke’de bazı bina ve otellerin yıkılması nedeniyle hacıların iskan edildiği diğer bina ve otellerin ücretlerinde önemli artışlar meydana geldiğini anımsattı. 

Cemevlerinin statüsü- 

Hac ve umre organizasyonlarında verilen hizmetin kalitesinde her yıl artış olduğunu belirten Bozdağ, zorunlu olmadıkça bu hizmetlerin ücretlerine zam yapılmadığını ifade etti. 

Bozdağ, bir başka soru üzerine, camilerin dernekler, vakıflar, özel şahıslar veya köy muhtarları tarafından toplanan paralarla imece usulü yaptırıldığını ifade ederek, ”Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından doğrudan yaptırılan cami yoktur. Ancak Başkanlık yapımı devam eden camilere cüzi yardımlarda bulunabilmektedir” dedi. 

Türk Kızılayı’nın olası bir İstanbul depremine ilişkin olarak hazırlıklarını sürdürdüğünü belirten Bozdağ, ”Çadır üretim hizmetleri ve yurtdışından çadır alınmasının yanı sıra iaşe sisteminin planlanması çalışmaları sürüyor. Sosyal bilinç oluşturma çalışmaları sürdürülmektedir” diye konuştu. 

Bozdağ, 12 Kasım 1999’da yaşanan Düzce depreminden sonra satın alınan çadırların, valiliklere dağıtıldığını, bu çadırların bir kısmının son yaşanan Van depreminde de kullanıldığını anlattı. 

Bir milletvekilinin cemevlerine ilişkin sorusunu yanıtlarken Bozdağ, ‘‘Alevi köylerinde bulunan cemevlerinin bir statüye kavuşturulması noktasında hemfikiriz. Statü belirlenmesine ihtiyaç var. Konunun teolojik ve siyasi boyutu bulunuyor. Teolojik boyutu bizi ilgilendirmez ama siyaset olarak bir statüye kavuşturulmasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Şu anda ibadethane denildiği zaman ayrı tartışmalar çıkıyor. Statü konusunda bir adım atılabilir, çalışma yapılabilir” diye konuştu.

İlgili Makaleler