Furkan Suresi ARAPÇA TÜRKÇE HADİS

Başlık: TEFSİR BÖLÜMÜ – ESBAB-I NÜZULE DAİR

Konu: Furkan Suresi
Ravi: İbnu Abbas
Hadisin Arapçası:

عن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما. في قوله تعالى: ]وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلى يَدَيْهِ. قَالَ: الظالِمُ عُقْبَةُ بنُ أبى مُعَيْطٍ. وَيَعْنِى بِالْخَلِيلِ أُمَيَّةَ بن خَلَفٍ، وَقِيلَ أبىٌّ، وذَلِكَ أنَّ عُقبَةَ صَنَعَ طَعَاماً فَدَعا أشْرافَ قُرَيْشٍ وَكانَ فِيهِمْ رسولُ اللّهِ # فَامْتَنَعَ أنْ يَطْعَمَ أوْ يَشْهَدَ عُقْبَةُ شَهَادَةَ التَّوْحِيدِ فَفَعلَ فَأتَاهُ أُمَيَّةُ بنُ خَلَفِ أوْ أبىٌّ، وَكانَ خَلِيلَهُ، وقالَ أصَبَأتَ؟ قاَلَ: َ ؛ وَلَكِنِ اسْتَحْيَيْتُ أنْ يَخْرُجَ مِنْ مَنْزِلى أوْ يَطْعَمَ مِنْ طَعَامِى. قَالَ: فقَالَ ما كُنْتُ أرْضَى حَتَّى تَأتِيَهُ فَتَبْصُقَ في وَجْهِهِ. فَفَعَلَ عُقْبَةُ، فَقُتِلَ يَوْمَ بَدْرٍ صَبْراً كَافِراً[. أخرجه رزين.»الصَّبْرُ« حبس القتيل على السح.

Hadisin Anlamı:

O gün zalim kimse ellerini ısırıp: Keşke Peygamberlerle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene, keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kur’an’dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor” der” (Furkan 27-30) mealindeki ayet hakkında şu açıklamayı yaptı: “Ayette zikri geçen zalim Ukbe İbnu Ebi Muayt’tır. Zikri geçen dost (halil) da Ümeyye İbnu Haleftir. Dostum Übeyy olduğu da söylenmiştir. (Ayetin inişi bunlarla ilgilidir). Şöyle ki: Ukbe bir yemek hazırlayarak Kureyş’in eşrafını davet eder. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) da onların arasındadır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Ukbe kelime-i tevhidi söylemedikçe, yemekten almayacağım” söyledi. Ukbe bu isteği yerine getirdi. Bunun üzerine dostu olan Ümeyye İbnu Halef veya Übeyy ona gelerek: “Sabii mi oldun?” dedi. Ukbe: “Hayır, ancak yemek yemeden evimden ayrılmasından utandım” diye cevap verdi. Übeyy: “Öyleyse, gidip onun yüzüne tükürmezsen ben de senden razı olmayacağım!” dedi. Ukbe, bu talebe müsbet cevap vererek, isteneni yaptı. Ceza olarak Bedir günü yakalanıp idam edildi. Bu rivayetin kaynağı asılda gösterilmemiştir. Ancak rivayeti mana olarak, Taberi Tefsir’inde (18, 6), İbnu Abbas rivayeti olarak kaydeder. Ayrıca, El-Vahidi, Esbabı’n-Nüzul’da (s. 191), Suyüti, ed-Dürrül-Mensur’da (5, 68) kaydetmiştir.

Kaynak:

İlgili Makaleler