Enbiyâ Suresi 83 Ayet Kelime Meali – Anlamı Tefsiri
Ayetin Arapçası:
وَاَيُّوبَ اِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ اَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ
Ayetin Kelime Meali:
وَأَيُّوبَ ve Eyyub’u da إِذْ hani نَادَىٰ du’a etmişti رَبَّهُ Rabbine أَنِّي مَسَّنِيَ bana dokundu diye الضُّرُّ bu dert وَأَنْتَ ve sen أَرْحَمُ en merhametlisisin الرَّاحِمِينَ merhametlilerin
Ayetin Meali Diyanet:
Eyyub´u da (an). Hani Rabbine: «Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin» diye niyaz etmişti.
Ayetin Haşiyesi:
2,“Hz. Eyyûb Aleyhisselâm, münâcâtında (duâsında) istirâhat-ı nefsi (kendi rahatı) için duâ etmemiş, belki musîbet zikr-i lisânîye (dil ile yaptığı zikir) ve tefekkür-i kalbîye (kalb ile yaptığı tefekkürüne) mâni‘ olduğu zaman, ubûdiyet (kulluk) için şifâ taleb eylemiş.” (Lem‘alar, 2. Lem‘a, 8) Ayrıca Eyyûb (AS)’ın kıssası ve bu kıssadan alınacak dersler hakkında bakınız; (Lem‘alar, 2. Lem‘a, 4-10)
Ayetin Tefsiri :
Eyyûb aleyhisselâm Kur’an’da adı geçen ve Allah’ın kendilerine ilim ve hikmet verdiği bildirilen peygamberlerdendir. Kitâb-ı Mukaddes’e göre (bk. Eyyûb, 1/1-42/17) Eyyûb Filistin’de Ölüdeniz’in güneydoğusunda yer alan Uts diyarında yaşamıştır. Allah’tan korkan, kötülükten sakınan kâmil bir insandı. Yedi oğlu, üç kızı vardı; daha ziyade hayvancılıkla meşgul olurdu; deve, sığır ve koyun sürülerine sahip, zengin bir kimse idi. Daha sonra gerek tabii âfetler, gerekse düşman kavimler tarafından çocukları ile bütün malı mülkü telef edildi; kendisi de ağır bir hastalığa yakalandı. Ancak o, bu felâketleri büyük bir sabır ve tevekkülle karşılayarak Allah’a secde eder ve “Anamın bağrından çıplak çıktım ve toprağın bağrına çıplak döneceğim; rab verdi ve rab aldı. Rabbin ismi mübarek olsun” der, hastalıktan şifa bulmak için Allah’a dua ederdi. Allah Teâlâ da onu sağlığına kavuşturdu, kendisine önceki çocuklarının sayısı kadar çocuk ve önceki malından daha çok mal verdi. Kur’ân-ı Kerîm’de Eyyûb’a vahyedildiği (Nisâ 4/163) ve onun hidayete erdirildiği (en-En‘âm 6/84) bildirilmektedir. Bu âyette ifade buyurulduğu üzere Hz. Eyyûb ağır bir hastalığa yakalanmış ve hastalıktan kurtulmak için Allah’ın merhametine sığınarak O’ndan şifa dilemiştir. Yüce Allah duasını kabul etmiş; ayağını yere vurmasını, çıkacak su ile yıkandığında iyileşeceğini bildirmiş, böylece onu sağlığına kavuşturmuştur. Ayrıca ona aile efradını, bunlarla birlikte bir mislini daha vermiştir. Âyetin bu konuyla ilgili kısmını ilk müfessirler aşağıdaki şekillerde yorumlamışlardır: a) Yüce Allah Eyyûb’un helâk olan aile efradını dünyada diriltmedi; ancak ona bunların bir mislini yeniden verdi. Helâk olan aile efradını da âhirette vereceğini vaad etti. b) Allah, Eyyûb’un helâk olan aile efradına yeniden hayat vermiş ve yeni doğumlarla bir mislini de lutfetmiştir. c) Allah, Eyyûb’un aile efradına yeniden hayat verdi. Çocuklarının evlenip çoluk çocuk sahibi olmaları sonucu, eskiden var olanlara ek olarak bir mislini daha verdi (Taberî, XVII, 57-58). İslâmî literatürde Eyyûb, başına gelen bütün musibetlere rağmen şikâyet etmeyen sabır timsali olarak bilinen bir peygamberdir (krş. Sâd 38/41-44; daha fazla bilgi için bk. Ömer Faruk Harman, “Eyyûb”, DİA, XII, 16). 85-86. 85. âyetin sonunda hepsinin sabırlılardan olduğu ifade buyurulmuştur. Ancak bu konuda Hz. Eyyûb ünlü olduğu için önce onun durumu anlatılmış, sonra diğerleri anılmışlardır. Hz. İsmâil, babası İbrâhim aleyhisselâmın gördüğü rüya üzerine onu kurban etmek istediği zaman babasına: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşaallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın” demişti (Sâffât 37/102). Kur’ân-ı Kerîm’de onun sözünde sadık, Allah’ın rızasını kazanmış bir peygamber (resul ve nebî) olduğu açıkça ifade buyurulmuştur (bk. Meryem 19/54-55; İsmâil hakkında bilgi için bk. Bakara 2/124 vd.). Hz. İdrîs’in ruhunu arındırıp ilme ve hikmete kavuşmak gayesiyle uzun süre nefis terbiyesi için çaba sarfettiği bildirilmektedir (İbn Âşûr, XVII, 129; İdrîs hakkında bilgi için bk. Meryem 19/56-58; Abdülvehhâb enNeccâr, 38-44). Kur’ân-ı Kerîm’de bu âyetlerin dışında bir de Sâd sûresinin 48. âyetinde adı anılan Zülkifl’in sabredenlerden, Allah’ın rahmetine mazhar olanlardan ve Allah adına iyilik yapanlardan olduğu bildirilmektedir. Bununla birlikte Zülkifl’in gerek şahsiyeti, gerekse hayatı ile ilgili farklı rivayetler vardır. Onun Elyesa‘, Zekeriyyâ, İlyâs peygamber olduğu söylendiği gibi, Eyyûb peygamberin oğlu Bişr olduğuna ve doksan beş yaşlarında Suriye’de vefat ettiğine dair rivayet de vardır. Peygamber Elyesa‘ın halefi olduğu da söylenmiştir. Zülkifl’in peygamber mi yoksa Allah katında yüksek mertebeye ermiş fakat peygamberlik görevi olmayan sâlih bir kul mu olduğu da ihtilâflıdır. İslâm bilginlerinin bir kısmı onun sâlih bir kul olduğunu söylerken birçoğu da peygamber olduğunu belirtmiştir. Kur’an onun peygamberliği konusunda bir şey söylememiş, ancak sâlihlerden olduğunu ifade buyurmuştur (Sâd 38/48). Râzî’nin bu konudaki görüşü ise şöyledir: Zülkifl’in yaptığı iyi işlere iki kat sevap verildiği için ona bu isim verilmiştir. Onun döneminde peygamberler vardı, Zülkifl peygamber olmasaydı onlardan üstün olamazdı. Diğer taraftan İsmâil ve İdrîs gibi peygamberlerle bir arada zikredilmektedir. Ayrıca sûre, peygamberler (Enbiyâ) sûresi adını taşıdığından burada adı geçenlerin peygamber olması gerekir (XXII, 211). Bazı araştırmacılara göre de Zülkifl ismiyle Buda’ya işaret edilmektedir. İslâmî kaynaklarda Zülkifl’in yetmiş beş yaşında Şam’da vefat ettiği bildirilmiştir (Zülkifl hakkında daha geniş bilgi için bk. Ömer Faruk Harman, “Zülkifl (Hz.)”, İFAV Ans., IV, 599).
Enbiyâ 83 Enbiyâ Suresi 83 Ayet Kuran Mealleri Arapça Kelime Meali Latin Harfli Anlamı Tefsiri