İlahiyat Haber

Tıbbu’n Nebevî Enstitüsü için ilk harç atıldı

 

Yıldız Sarayı’ndaki sempozyumda konuşan MASFED Başkanı Ahmet Seyfi Gözüaydın, Tıbbu’n Nebevi konusundaki laboratuvar ve klinik çalışmaların ilahiyatçılarla koordine edilmesini ve bu doğrultuda enstitü kurmayı hedeflediklerini söyledi. Eğitimci-yazar Hasan Candan da “Efendimiz’in (sas) bize bıraktığı en büyük hazinelerinden ve emanetlerinden biri olan İslam’ın bilim yönü bu çalışmalarda canlanıyor.” dedi.

Marmara Sağlık Federasyonu (MASFED), Tıbbu’n Nebevî Sempozyumu’nun ilkini gerçekleştirdi. Doktor ve ilahiyatçıların İstanbul Yıldız Sarayı’nda bir araya geldiği sempozyumda Peygamber Efendimiz’in (sas) sağlık konusunda dikkat çektiği unsurlar konuşuldu. Bu unsurlara dair yapılabilecek klinik ve laboratuvar çalışmaları anlatıldı.

Sempozyumda konuşan MASFED Başkanı Op. Dr. Ahmet Seyfi Gözüaydın, “Tıbbu’n Nebevî konusunda çalışan arkadaşlarımız vardı. Bu çalışmaları ilahiyatçılarla birlikte koordine etme amacıyla sempozyumla bir başlangıç yapmayı arzu ettik. Bundan sonra 6 ayda bir sempozyum yapmayı düşünüyoruz. Hadisleri değerlendirecek ilahiyat hocalarımız olduğu gibi bunları laboratuvar ortamlarında da değişik testlerden geçirecek hocalarımız olacak. Bu konuyla ilgili hem sağlık hem de ilahiyat camiasına bunu duyurmak ve bu konuya hevesi olan hocalarımızla çalışmayı arzu ediyoruz.” dedi. Programın organizasyonunu yapan eğitimci yazar Hasan Candan, “İslam’da dört bilgi kaynağı var. Bunlar; Kur’an, sünnet, icma ve kıyas. Bu bilgi kaynaklarına uygun olan her bilimsel bilginin bir arada toplanması gayreti içindeyiz. Herkesten bu çalışmaya dua, destek, katkı ve doküman bekliyoruz.” diye konuştu. Candan, “Projeler, bilim heyetlerince üniversiteler ve laboratuvarlarda yürütülüyor. Yüzlerce proje ise açılmaya hazır bekliyor. Efendimiz’in (sas) bize bıraktığı en büyük hazinelerinden ve emanetlerinden biri olan İslam’ın bilim yönü ve mecrası bu çalışmalarda canlanıyor.” diye konuştu.

Peygamber Efendimiz’in ortaya koyduğu esasların modern tıbbî bir ilim haline getirdiğini aktaran Prof. Dr. Ayhan Tekineş de “Peygamber Efendimiz geldiğinde 2 temel tıp anlayışı vardı. Bunlardan birisi Yunan Roma tıbbı, ikincisi de bedevi Arapların tıbbı ki bu tıp, halk tıbbı dediğimiz daha çok tecrübeye dayalı yapılan bir tıp olarak karşımıza çıkmaktadır. Yunan tıbbı daha sistemliydi. Bedevi tıbbında ise daha çok otlarla tedavi yapılıyordu. Peygamber Efendimiz de var olan bütün güzellikleri almış, vahyin süzgecinden geçirip bu iki birikimi terkip etmiş ve yeni bir anlayış ortaya koymuştur. Tıbbın tarihi Efendimiz’le başlar desek mübalağa olmaz.” dedi.

Ailedeki huzur hastalıklara karşı koruyor

İlk dönem hadis kitaplarında tıp başlığı altında hadisler olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Osman Bilgin, “Tıbbî gelişmeler yapılıyor, arkasından biz şu şekilde değerlendiriyoruz: ‘Efendimiz de bu mevzuyla alakalı böyle demişti.’ Yani bu Efendimiz’in önde değil arkada olması anlamına geliyor. İnşallah bu sempozyum bir başlangıç olur. Tıbbu’n Nebevî’nin enstitüye dönüştürülecek olması hem doktorların hem de ilahiyatçıların Efendimiz’i daha iyi anlamasına yardımcı olacak.” ifadesini kullandı.

Ailenin sağlığa tesirini anlatan Prof. Dr. Abdulhakim Yüce ise “Dünyada mümkün olduğu kadarınca insanı huzura ve mutluluğa erdirecek temel meselelerden biri, gereğine uygun bir şekilde tesis edilmiş aile hayatıdır. Ailede elde edilen huzur ve saadetin sonucu bu saadeti elde edemeyenlere göre hastalıklara karşı vücut savunması ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi, hastalıklarla baş edilmesi, tedavi süreçlerinin düzgün bir şekilde yürümesi şeklinde tezahür edecektir.” örneklerini veriyor.

EFENDİMİZ’İN (SAS) BESLENME VE UYKU DÜZENİ DE SAĞLIKLIYDI

Peygamber Efendimiz’in (sas) uyku düzenine değinen Prof. Dr. Levent Kart, “Peygamberimiz günümüzde birçok insanın uyuduğu saatten daha erken bir saate karşılık gelen yatsı vaktinde ibadetini yerine getirdikten sonra bir müddet istirahat eder, daha sonra da kalkıp gecenin bir bölümünü ibadetle geçirirdi. Efendimiz kaylule uykusunu destekliyor. Bunun da sağlıkla ilgili yönünü şöyle açıklayabiliriz: Kaylule uykusu, kalbe ve vücuda dinçlik, sıhhat ve kuvvet kazandırır. Hafızayı korur, zihinsel yorgunluğu giderir, verimli çalışma ve işe odaklanma sağlar.” diyor.

Efendimiz’in sosyal hayattaki prensiplerinden bahseden Prof. Dr. Osman Güner, konuyu şöyle özetliyor: “Peygamber Efendimiz’in halk içerisinde Hak ile birlikte olma, toplumdan kopmama prensibi var. Peygamberimiz toplum içerisinde hem onlardan biri gibi yaşar, toplumun lideri olmasına rağmen kendini ayrı tutmaz, Medine’de Mescid-i Nebevi inşasında bizzat onlarla birlikte çalışır. Yeri geldiğinde ashabının ödeyemediği borçları öderdi.” Peygamber Efendimiz’in beslenmesine dikkat çeken diyetisyen Hayrettin Mutlu ise ayet ve hadislerde geçen besinlerin bazılarını şu şekilde açıklıyor: “Serin su, hurma, bal, süt, incir, zeytin, et, balık ve kepekli ekmek.”

SÜMEYRA ÇİÇEK, EMEL TEMİZAY – İSTANBUL

Zaman

İlgili Makaleler