Arapça GramerArapça Gramer Kitabı Online Fihrist

İsmi Mevsul ve Sıla Cümlesi

İSM-İ MEVSÛL ( اَلْإسْمُ الْمَوْصُولُ )

Osmanlıca Lügat: İsm-i mevsûl ( إسم موصوله ) “O şey ki,… ” veya “O kimse ki … ” mânalarının yerine kullanılan ( مَا  مَنْ   اَلَّذِى ) gibi kelimelerdir. İki kelimeyi veya mânayı birbirine birleştiren, mânası kendinden sonra gelen bir cümle ile tamamlanan bir kelimedir.

  • Dilbilgisi Kitaplarından derlenen ( اَلْإسْمُ الْمَوْصُولُ ) İsm-i Mevsûl’ün tanımı ve özellikleri:

 

İsm-i mevsûl  ( الْمَوْصُولُ ), İsm-i mevsûl ve Harf-i mevsûl olmak üzere iki çeşittir. İsm-i meful kalıbında gelen mevsûl’ün lügat anlamları: Erişen, kavuşan, vâsıl olan, birleşmiş, kendine başka şey vâsıl olmuş olan, bitişmiş, vasledilmiş (hakka / doğruya ulaştırılmış), … dir.

 

Lügat tarifinden de görülebileceği gibi mevsûl kelimesinde “Hâl olarak değilde, dâimi olarak isimlenen ve makam sahibi olan” anlamları saklıdır. Bu nedenle sıla cümlesi Ayet-i Kerimeyi dinleyene, sıfatlanmanın veya vasıflanmanın sebeblerini birdirir, haber verir, uyarır, müjdeler, ikaz eder, tehdit eder…..vb. 

 

Örnek  25/63 ( … وَعِبَادُ الرَّحْمَنِ الَّذِينَ ) “Rahmân’ın kulları o kimseler ki ….” Ayet-i Kerimedeki    “Rahmân’ın kulları” mânevi izâfeti ( لِ     ) mânası olduğu için,  “Rahmân’nın dediklerini, sadece Rahmân için    yaparak KUL kelimesiyle isimlenmiş ve makam sahibi olan kimseler ki    …” anlamı saklıdır.

 

İsm-i mevsûl  marife isimdir ve onun vasıtası ile bir haber verilir. İki basit cümleden, mürekkeb bir cümle kurar. İsm-i mevsûl’ün mânası, kendisinden sonra gelen cümle ile açıklanır ve bu yan cümleye Sıla veya Sıla Cümlesi denir. 

 

Örnek  2/121 (  …   الَّذِينَ ءَاتَيْنَاهُمُ  الْكِتَابَ يَتْلُونَهُ حَقَّ تِلَاوَتِهِ  ) “Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu gereği gibi tilâvet ederek okurlar. …” Ayeti kerimesindeki ismi mevsul, Kur’an-ı Kerimi TİLÂVET’le OKUYANLARIN makamıdır Okuduğuna tâbi olmayanlar / olamayanlar ise, Ayeti Kerimenin muhatabı değildir. Çünkü “Tilavet” masdarı “okuduğuna tâbi olmak” demektir. Okuduğuna tâbi olmayan ise, onu (doğru olduğunu bildiği şeyi) örtmüş, gizlemiş demektir. 

Sonraki Sayfada Sıla Cümlesinin Özellikleri

Önceki sayfa 1 2 3 4 5Sonraki sayfa

İlgili Makaleler