Harfi Cerler Klasik Arapça

Fi Harfi Ceri فِي – ARAPÇA GRAMER DERSLERİ

  • فِي ) Harficer hakkında derlenen bilgiler : 
  • 1) Zarf edatıdır. Yani, dahil olduğu ismin bir şeyin zarfı olduğunu ifade etmek içindir. (NOT : Zarf, mektuptan ayrılmaz.) Lafzen sükun üzere mebnî dir. Çoğunlukla mekân ve zaman için kullanılır. Türkçe’deki karşılığı “-de, -da” ekleridir. “fi” Zarf-ı müstakar olduğuna görev yaptığında ; – gelip geçici ve bir anlık değil de – içinde 24 saat ve ömür boyu karar kılmış, yerleşmiş anlamı vardır.
  • Şu anlamlarda da kullanılır (  عِنْدَ   مَعَ   عَلَى   إِلَى   بِ   مِنْ  )  ve “için, -den, den dolayı, yüzünden, göre”
  • Âvamil’den : ( اَلْمُطِيعُ فِي الْجَنَّةِ İtaat edici cennettedir.)Mecrur’un zarf, müteallak’ın mazruf (zarfdaki mektup gibi) olduğunu ifade eder. Car- mevcrûr, zarfı mustakar olup ( اَلْمُطِيعُ ) lafzının haberi olmak üzere mahallen merfudur.
  • 2) (  فِي ) Harficeri bir oluşumu bildirir. Bu nedenle oluşum süreci kişiye göre değişir. Örnek: Hz. Resûlullah (a.s.v) buyurdu :
  • ( وَ جُعِلَتْ قُرَّةُ عَيْنِى فِي الصَّلاَةِ ) “Gözümün aydınlığı namazda kılındı.”
  • Bu Hadis-i Şerifdeki ; ( … جُعِلَتْ …) lafzı, 3.BAB’dan olan bir kalb fiilinin meçhul müfred mühennesidir.
  • ( … قُرَّةُ عَيْنِى …) lafzı, cümlenin nâibu fâili olan bir isim tamlamasıdır.
  • ( … فِي الصَّلاَةِ …) lafzı, cümlenin mefulün bih gayri sarihidir.
  • ( … فِي …) harficeri, mecrur olan (  الصَّلاَةِ …) isminin ancak bir oluşum sonucunda var olacağını, (yani fiiller zinciri ile var olmayacağını) saklı olarak bildirir.
  • Hz. Resûlullah (a.s.v), meçhul fiil kullanmış ve mutlak fiil olduğu için namazı da kapsar. “Namaz kıldım.” sözündeki mânada “gafletle kıldım” anlamı saklıdır. “Namaz kılındı.” sözündeki mânada ise “gücüm yettiğince gafletsiz kıldım” anlamı saklıdır. 
  • 3) Şibh-i cümle (câr) olarak görev yapar. 78/3 ( الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ ) “ki onlar bu konuda ihtilaf edenlerdir.”  Bu isim cümlesindeki câr-mecrur vurgu için, bir ism-i fâili olan haberin önüne getirilmiştir. Haber ile bağlantılı olduğu için de, haberdeki hükümle de bağlantılıdır.
  • 2/144 ( قَدْ نَرَى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَآءِ  Biz azîmuşşan çoğu kere yüzünü göğe çevirdiğini muhakkak görüyoruz.) Ellah Teala, nuzül sebebini ayetinde açıklıyor.
  • Hadisi Şerif (اِرْحَمْ مَنْ فِي الْاَرْضِ يَرْحَمْكِ مَنْ فِي السَّمَآءِ  Sen yerdekilere acı ki, gökte olanlar da sana acısınlar, merhamet etsinler)
  • İlgili Makaleler