Riyazus Salihin Arapça Türkçe Hadisler

SABAH-AKŞAM ALLAH’I ZİKRETME ARAPÇA TÜRKÇE HADİSİ ŞERİFLER RİYAZUS SALİHİN

 

463- وعنْ أَبي هريرة رضي اللَّه عنهُ قال : قالَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « مَنْ قال حِينَ يُصْبِحُ وحينَ يُمسِي : سُبْحانَ اللَّهِ وبحمدِهِ مِائَةَ مَرةٍ لَم يأْتِ أَحدٌ يوْم القِيامة بأَفضَلِ مِما جَاءَ بِهِ ، إِلاَّ أَحدٌ قال مِثلَ مَا قال أَوْ زَادَ » رواهُ مسلم .

1451-463 Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Kim sabah akşam yüz defa sübhanellahi ve bihamdihi = Allah’ı kendisine yakışmayan sıfatlardan uzak tanır ve eksiksiz övgülerin ona aid olduğunu bilerek ona hamdederim.” derse onun söylediklerinin bir mislini veya daha fazlasını söyleyen kimse dışında hiçbir kimse kıyamet gününde onun söylediğinden daha değerlisi ile gelemez.” (Müslim, Zikir, 26)

464- وعنْ أَبي هريرة رضي اللَّه عنهُ قال : جاءَ رجُلٌ إِلى النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فقال : يا رسُول اللَّهِ ما لَقِيتُ مِنْ عَقْربٍ لَدغَتني البارِحةَ ، قال : « أَما لَو قُلتَ حِينَ أمْسيت : أعُوذُ بِكَلماتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ منْ شَرِّ ما خَلَقَ لم تَضُرَّك » رواه مسلم .

1452-464 Yine Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: Bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’a gelerek, “Ya Rasûlallah, dün gece beni sokan bir akrep yüzünden neler çektim” dedi. Rasûlullah (s.a.v.) de: “Eğer akşamleyin Euzu bi kelimatillahittammeti min şerri ma halak = Yaratılmışların şerrinden Allah’ın mükemmel kelimelerine sığınırım deseydin, o sana zarar vermezdi.” Buyurdular. (Müslim, Zikir, 55)

465- وعنْ أَبي هريرة رضي اللَّه عنهُ عن النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أَنَّه كان يقول إِذَا أَصْبَحَ : اللَّهُمَّ بِكَ أَصْبحْنَا وبِكَ أَمسَيْنَا وبِكَ نَحْيا ، وبِكَ نَمُوتُ ، وَإِلَيْكَ النُّشُورُ » وإِذا أَمْسى قال : « اللَّهُمَّ بِكَ أَمْسَيْنَا، وبِكَ نَحْيا ، وبِك نمُوتُ وإِلَيْكَ المَصِير » .  رواه أَبو داود والترمذي وقال : حديث حسن .

1453-465 : Yine Ebu Hureyre (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) sabahleyin şöyle dua ederdi:

“Allahumme bike asbahna ve bike emseyna ve bike nahya ve bike nemut ve ileyke’n-nüşur = Allahım senin yardımınla sabaha eriştik ve lütfunla akşama ulaştık, sen isteyince hayat bulur, yine sen isteyince ölürüz, yeniden diriltip huzuruna toplayacak olan da sensin.

Akşamleyin de şöyle dua ederdi:

Allahumme bike emseyna ve bike nahya ve bike nemut ve ileyke’l-masir = Allahım senin sayende akşama ulaştık. Sen istersen hayat bulur, yine sen istersen ölürüz, huzuruna varılacak olan da sensin.” (Ebu Davud, Edeb, 101)

466- وعنْ عُثْمَانَ بْنِ عَفَانَ رضيَ اللَّه عنهُ قالَ :قالَ رَسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم:«مَا مِنْ عَبْدٍ يَقُولُ في صَبَاحِ كلِّ يَوْمٍ ومَسَاءٍ كلِّ لَيْلَةٍ :بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَع اسْمِهِ شيء في الأرضِ ولا في السماءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعلِيمُ ، ثلاثَ مَرَّاتٍ ، إِلاَّ لَمْ يَضُرَّهُ شَيءٌ»رواه أبو داود ، والتِّرمذي وقال:حديث حسن

1457-466: Osman ibni Affan (r.a.)’dan bildirildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim her sabah ve akşam üç defa Bismillahillezî la yedurru mea’smihî şey’un filardi vela fi’s-semâi ve hüve’s-semiu’l-alîm = İsmiyle birlikteyken yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla O’dur öylesine işiten ve öylesine bilen” derse, ona hiçbir şey zarar veremez.” (Ebu Davud, Edeb, 101)

Yatağa girince okunacak dualar

467- وعنْ حُذيفةَ وأَبي ذرٍّ رضي اللَّه عنْهما أَنَّ رسُول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم كانَ إِذَا أَوَى إِلَى فِرَاشِهِ قالَ : « باسْمِكَ اللَّهُمَّ أَحْيَا وَأَمُوتُ » . رواه البخاري .

1458-467 Huzeyfe ve Ebu Zer (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) yatağına girdiğinde şöyle dua ederdi: “Bismikellahümme ahya ve emut = Allahım senin ismini anarak dirilir (uyanırım) ve ölürüm (uyurum).” (Buhari, Deavat, 7; Müslim, Zikir, 59)

468- وعنْ عائشةَ رضي اللَّه عنْها ، أَنَّ رسول اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم كان إِذَا أَخَذَ مضْجعَهُ نَفَثَ في يدَيْهِ ، وَقَرَأَ بالْمُعَوِّذاتِ ومَسح بِهمَا جَسَدَهُ ، متفقٌ عليه .

1461-468 Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yatacağı zaman, Kul eûzü bi-rabbi’l-felak ve Kul eûzü bi-rabbi’n-nâs’ı (Muavvizât’ı) okuyarak ellerine üfler, onları vücuduna sürerdi.

 

İlgili Makaleler