Açıköğretim Arapça DersleriAöf İlahiyat

Arapçada Zamirler

 

Türkçemizde olduğu gibi Arapçada da düşüncelerimizi anlatırken isimleri
sıklıkla kullanırız. Cümleler peş peşe sıralanırken aynı ismi sürekli
tekrarlamamız halinde dikkat çekici bir anlatım bozukluğu meydana gelir. Bu
yüzden aynı isimden tekrar bahsetmek istediğimizde aynen söylemek yerine
onun yerini tutan bir başka kelimeye yer veririz. Örneğin Türkçemizde “Ali
geldi. Onu çok neşeli gördüm. Sınavı iyi geçmişti.” şeklinde bir anlatımı
benimser “Ali geldi. Ali’yi çok neşeli gördüm. Ali’nin sınavı çok iyi
geçmişti.” şeklinde söylemeyiz. Aynı durum Arapça için de geçerlidir.
Türkçemizde bu tür bir kullanıma sahip “ismin yerini geçici olarak tutabilen,
isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere” zamir (adıl)
denilmektedir. Arapça dilbilgisinde ise zamir “ismin yerini turan marife
kelimelerdir” şeklinde tanımlanmaktadır. ( ، هي، هما، هم، إياكَ، إياكما، إياكم، ك، كما
كم، … ) vb. kelimeler zamirdirler.
Türkçemizde zamirler; kişi (şahıs) zamirleri, işaret (gösterme) zamirleri,
belgisiz zamirler, soru zamirleri, ilgi zamiri, iyelik zamiri vb. çeşitlere
ayrıldığı gibi Arapçada da çeşitli kısımlara ayrılmaktadır. Arapçada bir zamir
için en önemli ayırım ölçütü kendinden önceki kelimeye bitişik yazılıp
yazılmadığıdır. Buna göre kendisinden önceki kelimeden ayrı olarak yazılan
zamirler munfasıl, bitişik yazılanlara da muttasıl zamirler denilmektedir. Her
iki grup da kendi arasında merfu‘, mansûb ve mecrûr kısımlarına
ayrılmaktadır.
Arapçadan Türkçeye doğru bir çeviri yapabilmek için zamirin hangi
kelimenin yerini tuttuğunun tespit edilmesi son derece önemlidir. Bu doğru
belirlenemezse yapılan çeviri de yanlış olacaktır. Bu açıdan Arapça
öğrenenlerin zamirler hakkında da yeterli bilgiye sahip olmaları mutlaka
gereklidir

ZAMİRLER
Arapçada ismin yerini turan marife kelimelere zamir denilmektedir. ( ، هي، هما
هم، إياكَ، إياكما، إياكم، ك، كما، كم،… ) kelimeleri zamirdirler.
Zamir Türkçe dilbilgisinde ise şöyle tanımlanmaktadır: İsmin yerini
geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı
eklere zamir (adıl) denir.

Zamirler tanımlarından da anlaşılacağı üzere temel işlev olarak isimlerin
yerini tutmaktadırlar. Cümlede isim söylendikten sonra her seferinde
tekrarlanması yerine zamir kullanılması daha uygun bir anlatım üslubu
meydana getirmektedir. Örneğin: Ali’yi gördüğümüzü ve sonra da Ali’ye
selam verdiğimizi zamir kullanmadan anlatmış olsak şu ifadeyi kullanmamız
gerekirdi:
“Ali’yi gördüm ve Ali’ye selam verdim” رَأيْتُ عَلِيّاً وسَلّمْتُ عَلَى عَلِيٍّ
Aynı olayı zamir kullanarak anlatımızda ise cümlemiz şöyle olmaktadır:
“Ali’yi gördüm ve ona selam verdim” رَأيْتُ عَلِيّاً وسَلّمْتُ عَلَيهِ
Görüldüğü üzere ikinci anlatım daha kısa ve daha uygundur. Bu anlamda
zamir kullanımı hem Türkçemizde hem de Arapçada son derece yaygındır.
Arapçada zamirin yerini aldığı isme zamirin mercii denir. Örneğimizde ( (هِ
zamirinin mercii ( عَلِيّاً ) kelimesidir. Arapçadan Türkçeye düzgün ve doğru bir
çeviri yapabilmek için metin içerisinde zamirin merciinin (yerini tuttuğu
ismin) tespiti son derece önemlidir.
Bu ünitede daha kolay anlaşılması açısından zamirleri belirli bir ayırıma
tabi tutarak ele alacağız.
ARAPÇADA ZAMİR ÇEŞİTLERİ
Arapçada zamirler bâriz (açık, metinde yazılan) ve müstetir (gizli, örtülü,
metinde yazılmayan ancak var kabul edilen) olmak üzere ikiye ayrılarak
incelenebilir.
Bâriz Zamirler
Metinde yazılan ve telaffuz edilen zamirler şeklinde tanımlanabilecek olan
bâriz zamirler kendilerinden önceki kelimeye bitişik yazılanlar (muttasıl
zamirler) ve herhangi bir kelimeye bitişmeksizin tek başlarına yazılanlar
(munfasıl zamirler) olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Her bir zamir grubunun
da cümle içersinde kullanıldıkları yere göre merfu‘, mansûb ve mecrûr gibi
ayırımları söz konusudur.
Zamirleri toplu olarak şema halinde şöyle gösterebiliriz:
الضمير
منفصل متصل
مرفوع منصوب مرفوع منصوب مجرور
Munfasıl Zamirler
Munfasıl zamirler önlerindeki kelimelere bitişmeksizin tek başlarına yazılan
zamirlerdir. Merfu‘ ve mansûb olanlar olmak üzere iki kısma ayrılırlar:

Merfu‘ munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan merfu‘ munfasıl zamirler
şunlardır:
Cemi
(Çoğul)
Tesniye (İkil) Müfred
(Tekil)
هُمْ
Onlar
هُما
o ikisi
هُوَ
o
Gâib (III. eril şahıs)
هُنِّ
Onlar
هُما
O ikisi
هِيَ
o
Gâibe (III. dişil şahıs)
أَنْتُمْ
Siz
أَنْتُما
siz ikiniz
أَنْتَ
Sen
Muhâtab (II. eril şahıs)
أنْتُنَّ
Siz
أنْتُما
siz ikiniz
أنْتِ
sen
Muhâtaba (II. dişil şahıs)
نَحْنُ
biz
نَحْنُ
biz ikimiz
أَنا
ben
Mütekellim (I. eril/dişil
şahıs)
Bunlara merfu‘ munfasıl zamirler denilmesinin sebebi cümle içersinde
merfu‘ konumlarında kullanılmalarından ötürüdür. Bu zamirler cümle içinde
mübteda, haber, ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh, müstesna ve te’kid konumlarında
kullanılırlar.
Merfu‘ munfasıl zamirin en yaygın kullanımı mübteda olmasıdır.
Mübteda-haber uyumu gereği mübteda pozisyonundaki zamirin haber
pozisyonundaki kelimeye müenneslik-müzekkerlik ve sayı (müfred-tesniyecemi)
bakımlarından uyumlu olması gerekir. Zamirlerin tamamı mebni
(cümle içindeki yerine göre sonu değişmeyen) olduğundan mübteda olan
zamirlerin mahallen merfu‘ olduklarını da unutmamak gerekir. Aşağıdaki
örnek cümleleri ve mübteda konumundaki munfasıl zamirleri inceleyiniz.
Ben İlahiyat Fakültesinde öğrenciyim. . أنا طالبٌ فِي كُلِّيَّةِ الإلهَِيَّاتِ
Biz Müslümanlar Ramazan’da oruç tutarız. . نَحْنُ الْمُؤْمِنِينَ نَصُومُ فِي رَمَضَانَ
Biz ikimiz çocuk hastanesinde doktoruz. . نَحْنُ طَبِيبَتانِ في مُسْتَشْفَى الأطْفالِ
أَنْتُما سَتَشْتَرِكانِ فِي مُسابَقَةِ القُرْآنِ الكَرِيمِ.
Siz ikiniz Kur’an-ı Kerim yarışmasına katılacaksınız.
O iki (bayan) İçişleri Bakanlığında memurdurlar. . هما مُوَظَّفَتانِ فِي وِزَاوَةِ الدّاخِلِيَّةِ
Biz (bayanlar) ilkokulda öğretmeniz. . نَحْنُ مُعَلِّماتٌ فِي الْمَدْرَسَةِ الاِبْتِدَائِيَّةِ
103
Onlar (erkekler) devlet okulunda öğretmendirler. . هُمْ مُعَلِّمونَ في الْمَدْرَسَةِ الحُْكومِيَّةِ
Bu örneklerin tamamında munfasıl zamirler mübteda konumundadırlar ve
mahallen merfu‘durlar.
Mübteda ve haberin her ikisi de marife (belirli isim) olarak geldiği durumda
ikisinin sıfat tamlaması şeklinde anlaşılması ihtimali varsa aralarına zamiru’lfasl
denen, mübteda ile uyumlu merfû munfasıl zamir girer. Bu zamir peşpeşe
gelen iki belirli ismin arasına girerek onların cümle olduğunu gösterdiği gibi
cümlenin anlamını da pekiştirme görevi görür. Şu örnekleri inceleyiniz.
(Adam cömerttir.) . الرجلُ هُوَ الكَرِيمُ (cömert adam) الرّجُلُ الكرِيمُ
(Bayan öğrenci zekidir.) . الطَّالِبَةُ هِيَ الذّكِيّةُ ( Zeki bayan öğrenci) الطالِبَةُ الذّكِيّةُ
(Çocuklarının rahatı için uyanık kalan anne) . اَلْأُمُّ السّاهِرَةُ على راحَةِ أَوْلادِها
(Anne çocuklarının rahatı için uyanık kalandır.) . اَلْأُمُّ هِيَ السّاهِرَةُ على راحَةِ أَوْلادِها
Birinciler sıfat tamlaması, ikinciler cümledir.
Mansûb munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan mansûb munfasıl zamirler
şunlardır:
Cemi
(Çoğul)
Tesniye (İkil) Müfred
(Tekil)
إِيّاهُمْ
Onları
إِيّاهما
o ikisini
إِيّاهُ
Onu
Gâib (III. eril şahıs)
إِيّاهُنِّ
Onları
إِيّاهما
O ikisini
إِيّاها
Onu
Gâibe (III. dişil şahıs)
إِيّاكُمْ
Sizi
إِيّاكُما
siz ikinizi
إِيّاكَ
seni
Muhâtab (II. eril şahıs)
إِيّاكُنَّ
Sizi
إِيّاكُما
siz ikinizi
إِيّاكِ
seni
Muhâtaba (II. dişil şahıs)
إِيّانا
bizi
إِيّانا
biz ikimizi
إِيّايَ
beni
Mütekellim (I. eril/dişil
şahıs)
Bu zamirler müstesna olarak da kullanılmakla birlikte cümle içersinde
büyük çoğunlukla mef’ûl konumunda kullanılırlar ve daima mansûbturlar.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi zamirler mebni olduklarından zahiri
(görünen) bir alametle değil de mahallen mansûb olurlar.
Aşağıdaki örnek cümleleri ve mef’ûl konumundaki munfasıl zamirleri
inceleyiniz.
Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. . إياكَ نَعْبُدُ وإِيّاكَ نَسْتَعِينُ
Hoca size onu öğretti mi? . هَلْ عَلَّمَكُم الأستاذُ إياّهُ
Onu o ikisine verdim. . أَعْطَيْتُهُ إِياّهما
Onu ona giydirdim. . كَسَوْتُهُ إِيّاها
104
Mansûb munfasıl zamirler genellikle mansûb muttasıl zamirlerin ardı
ardına kullanılmasının önüne geçmek amacıyla kullanılırlar. Örneğin ( أرانِي
الشّرْطِيُّ إِياهُ ) “Polis onu bana gösterdi” cümlesini munfasıl zamir kullanmadan
söylemiş olsaydık iki tane mansûb zamiri ( ي، ه ) peş peşe getirerek ( أرانِيهِ
الشّرْطِيُّ ) şeklinde söylemek zorunda kalacaktık.
Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları uygun munfasıl zamirlerle doldurunuz.
…………. يَدْرُسانِ بِمَعْهَدِ اللّغَةِ العَرَبِيّةِ.
………….. مُسافِراتٌ إلى اسْتانْبولَ غَدا.
أَعْطَيْتُهُ …………… فَفَرِحَا.
هَلْ …………… تَدْرُسونَ فِي كُلّيّةِ الطِّبِّ؟
………….. مُهَنْدِسُونَ فِي هذه الشّرِكَةِ، نَعْمَلُ هنا مُنْذُ عَشْرِ سَنَواتٍ.
Muttasıl Zamirler
Önlerinde bulunan isim, fiil veya harflere bitişik olarak yazılan zamirlerdir.
Kendi aralarında merfu‘, mansûb ve mecrûr kısımlarına ayrılırlar.
Merfu‘ muttasıl zamirler: Fiillere bitişen ve fiil ma‘lûm (etken) yapıda ise
fâil (özne), fiil mechûl (edilgen) yapıda ise nâibu’l-fâil (sözde özne)
konumunda bulunan zamirlerdir. Kısaca çekim esnasında fiile bitişen
zamirlerdir diye de söylenebilir.
Merfu‘ muttasıl zamirler şunlardır:
Emir Muzâri Mâzî
اَلِفُ الاثْنَينِ
Tesniye elifi
اكُْتُباَ
(siz ikiniz
(erkek veya
bayan)
yazın)
يَكْتُباَنِ
(o iki erkek yazıyor)
تَكْتُباَنِ
(o iki bayan
yazıyor/siz iki erkek
yazıyorsunuz/siz iki
bayan yazıyorsunuz)
كَتَبا
(O iki erkek yazdı)
كَتَبتا
(O iki bayan yazdı)
وَاوُ الجَماعَةِ
Cemi vâvı
اكُْتُبُوا
(Siz
erkekler
yazın)
يَكْتُبُونَ
(O erkekler
yazıyorlar)
تَكْتُبُونَ
(Siz erkekler
yazıyorsunuz)
كَتَبُوا
(O erkekler yazdılar)
نُونُ النّسْوَةِ
Müenneslik
nûnu
اكُْتُبْنَ
(Siz
bayanlar
yazın)
يَكْتُبْنَ
(O bayanlar
yazıyorlar)
تَكْتُبْنَ
(Siz bayanlar
yazıyorsunuz)
كَتَبْنَ
(O bayanlar yazdılar)
105
يَاءُ المخُاَطَبَةِ
Muhâtaba
yâsı
اكُْتُبِي
(Sen bayan
yaz
تَكْتُبِينَ
(Sen bayan
yazıyorsun

التّاءُ المتَحَرِّكَةُ/تاء الفَاعِلِ
Harekeli
tâ/fâil tâ’sı
كَتَبْتَ/كَتَبْتِ – –
(Sen erkek/bayan
yazdın
كَتَبْتُما
(Siz iki erkek/bayan
yazdınız)
كَتَبْتُنَّ/ كَتَبْتُمْ
(Siz
erkekler/bayanlar
yazdınız)
نا لجَِمَاعَةِ
المتَكَلِّم/ن ا
الفاعِلين
Mütekellim
nâ’sı/Fâil
nâsı
كَتَبْنَا – –
(biz ikimiz yazdık/biz
yazdık)
Aşağıdaki cümlelerde altı çizilmiş olan merfu‘ muttasıl zamirleri
inceleyiniz.
Ayşe ve Hatice dersi anladılar. . عائِشَةُ وخَدِيجَةُ فَهِمَتا الدرسَ
Öğrencilerin hepsi sınavda başarılı oldular. . الطلابُ كلُهُمْ نَجَحُوا فِي الاِمْتِحانِ
Dün gölde yüzdük. . سَبَحْنا فِي الْبُحَيرَةِ أمْسِ
Bayan öğretmenler kızların eğitimine önem veriyorlar. . الْمُعَلّماتُ يَحْرُصْنَ على تَدْرِيسِ البَناتِ
( وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرفِينَ (الأعراف / 31
Yiyin için israf etmeyin. Şüphesiz o israf edenleri sevmez.
Siz ikiniz konuyu iyi anladınız. . أنْتُما فَهِمْتُمَا الْمَوْضُوعَ جَيِّدًا
Bu örneklerin tamamında zamirler malum (etken) fiillere bitiştiklerinden
mahallen merfu‘ fâil konumundadırlar. Aşağıdaki örneklerde ise mechûl
(edilgen) fiile bitiştiklerinden dolayı nâibu’l-fâil (sözde özne) olan zamirler
bulunmaktadır. Bunları dikkatli bir şekilde inceleyiniz.
( اَلَّذينَ اُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ اِلَّاۤ اَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللّٰهُ (الحاج / 40
O müminler ki tamamen haksız yere, sırf “Rabbimiz Allah’tır”
dediklerinden ötürü yerlerinden yurtlarından kovulmuşlardı. ( اُخْرِج fiili
mechûl olduğundan ona bitişen ( و) zamiri de nâibu’l-fâil olmaktadır.)
( هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَد۪يدًا (الأحزاب / 11
106
İşte orada müminler çetin bir imtihana tâbi tutulmuş, şiddetle silkelenmiş
ve kuvvetli bir şekilde sarsılmışlardı.
Yaptığım işten dolayı ödüllendirildim. . كُوفِئْتُ عَلَى عَمَلِي
Merfu‘ muttasıl zamirler ismini ref, haberini nasb eden ( كانَ ) ve
benzerlerinden (nâkıs fiillerden) birisine bitiştikleri zaman nâkıs fiilin ismi
olmak üzere yine merfu‘ olurlar. كَانَا طَالِبَيْنِ (o iki (erkek) öğrenci idi)
örneğinde ( كَانَ ) nâkıs fiil ve tesniye elifi ( ا), (كَانَ )nin ismi ve (mahallen)
merfu‘dur. ( طَالِبَيْنِ ) kelimesi ise ( كَانَ )nin haberidir ve tesniye olduğu için ( ي) ile
mansûbtur. كَانَتَا مُعَلِّمَتَيْنِ (o iki (bayan), öğretmen idiler) ve كَانُوا مُؤْمِنِينَ (O
erkekler mümin idiler) örneklerindeki ( ا) ve ( و) için de aynı durum söz
konusudur.

Aşağıdaki cümlelerde geçen merfu‘ muttasıl zamirleri belirleyiniz.
ِمْ إلى الْمَسْجِدِ الأقْصَى حَتّى أمَرَهُم اللهُ بأَنْ يَتّخِذوا الْمَسْجِدَ الحَْرامَ قِبْلَةً

İlgili Makaleler